ANKARA NOTLARI 2
YAZI: ÖZGE HORASAN
Ankara'da direniş, Gezi Parkı'nda sabaha karşı gerçekleşen gaz bombalı müdahalenin, çadırların yakılmasının hemen ardından başladı. Bu haberin sosyal medya üzerinde yayılması ile birlikte derhal, akşam Kuğulu Park'ta buluşmak üzere bir Facebook etkinliği oluşturuldu (31 mayıs) ve kısa sürede katılım binleri buldu. Bu durum sosyal medya ile sınırlı kalmayarak, binleri akşam Kuğulu Park, Tunalı Hilmi Caddesi, Kennedy, Tunus Caddeleri üzerinde bir araya getirdi.
Bunu izleyen günlerde, direniş her gün daha kalabalıklaşarak ve daha çok yayılarak devam etti. Kızılay Güvenpark civarı ve Meşrutiyet Caddesi, direnişin sembol mekânlarından biri hâline geldi. Başbakanlık'a olan yakınlığı dolayısıyla belki de en sert müdahaleler, en yoğun gözaltılar bu civarda gerçekleşti, Jandarma da kendisini burada gösterdi. Ethem Sarısülük burada, Güvenpark'ta vuruldu.
Yıllardır tüm mitinglere ve gösterilere kapalı olan Kızılay, Başkent'in taşıt trafiğine teslim edilmiş İ. Melih Gökçek imzalı ucube meydanı, yer altı geçitlerine hapsedilmiş halkı ile yeniden buluştu. Sendikalar yıllar sonra ilk kez Kızılay meydanında bir araya geldi.
Kuğulu Park, tıpkı Gezi Parkı gibi “işgal edildi”. Çadırlar kuruldu, kütüphane oluşturuldu, yemekler dağıtıldı. Her akşam mesai çıkışı, Kuğulu Park ve çevresi, Tunalı Hilmi Caddesi sloganlarla, kornalarla, tencere tava sesleriyle doldu. Benzer şekilde, Kuğulu'daki çadırlar çok geçmeden şafak operasyonları ile söküldü, kütüphane dağıtıldı, işgalciler gözaltına alındı, darp edildi ama -biber gazından zarar görmemeleri için taşınan kuğular hariç- kimse parkını terk etmedi.
Aynı çevrede bulunan Bestekâr Sokak ve Kennedy Caddesi, sembolik denebilecek bir “polise karşı duruş” sergiledi. “Sokak birası”, “minibar” kültürünün Ankara'daki merkezi olan bu kaldırımlar, belki de sokakları sahipleniş açısından köklü bir geçmişe sahip olduğundan, kolay kolay evine dönecek değildi. Her gece biber gazı, tazyikli su, plastik mermi, cop yedi, gözaltına alındı, karartılmış sokaklarda sığınacak yer aradı, ama her gece direndi, TOMA'lara karşı oturdu, duvarlara “Diren La Bebe” yazdı.
Direniş sadece şehrin merkezi ile sınırlı kalmayıp çevre mahallelerde de kitleleri sokağa döktü. Batıkent, Dikmen, Tuzluçayır, Keçiören'de her gece binlerce kişi sloganlarla yürüdü. Dikmen her ne kadar yürüyüşünü Kızılay'a vardırmak istese de, hep polis barikatıyla engellendi. Son 1 haftadır ise polis barikatı, durdurucu olmaktan dağıtıcı olmaya geçerek, direnişçi halka tazyikli su ve biber gazıyla sert müdahalelerde bulunuyor.
Ankara'da sokak eylemleri ve polis müdahalesi bir süredir yerini çoğunlukla mahalle forumlarına bırakmış durumda. Kurtuluş, Kızılay, Dikmen, Batıkent, Mamak, Keçiören, Çayyolu, Eryaman, Bahçelievler, Küçükesat, Kavaklıdere ve 100. Yıl'da düzenlenen forumlarda halk konuşabilmenin, kendini ifade edebilmenin tadını çıkarıyor, bir yandan da geleceğin demokrasisini tanımlamayı umuyor.
Direnişle ilgili güncellemeler için https://www.facebook.com/AnkaraDirenisPostasi
Ankara forumları için https://www.facebook.com/ParklarBizimAnkara