Bantmag

SMELLS LIKE “ORTA YAŞLI BEYAZ MİLYONER” SPIRIT YAZI ALEX MAZONOWICZ
BU ARALAR SOSYAL MEDYADA DÖNEN BİR MEME, HAYLİ BAŞARILI OLMUŞ.

Foo Fighters grubunun gitaristi, milyoner Dave Grohl'un çok ciddi baktığı bir fotoğrafının üzerinde, Mart 2013'te Sky dergisiyle yaptığı röportajdan, günümüz neslinin genç müzik özentileriyle ilgili yanlış olanları açığa vurduğu bir demeç. Milyoner Grohl, burada sorunun televizyon yetenek yarışmaları olduğunu açıklıyor. Bu meme'deki metni okuduktan sonra Seattle kahvemi içerken neredeyse öfkeden boğuluyordum.

Milyoner Dave Grohl'un sorunu tam olarak neydi? Veya daha doğrusu, benim milyoner Dave Grohl'la olan derdim neydi? Sonuçta Austin, Teksas'taki South-by-Southwest festivalinde yaptığı konuşma, benim daha geçtiğimiz ay bu dergi için çocukken bir grup kurmanın mutluluğuyla ilgili yazdığım yazıyı yankılıyordu.

American Idol ve The Voice gibi televizyon programlarının canına okurken, kupamı artık multimilyoner olan ve 50 milyonun üzerinde albüm satmış 90'lar grunge'ının megastarı Nirvana'nın bateristi şerefine kaldırıyor olmam gerekirdi. Ne de olsa ben de o programlardan iğreniyorum. (Aslında American Idol veya The Voice'u hiç izlemedim, ama tümüyle zırva görünüyorlar.)

Peki milyoner Grohl neden bu programlardan tiksiniyor? Yakın dönemde yaptığı birkaç röportajda, bu programları izleyen gençlerin, bu şekilde müzisyen olunacağına inanmaları fikrinden nefret ettiğini söyledi. Yeterince iyi olmadıklarını duymak için, başarılı müzik endüstrisi jürilerinden oluşan bir panelin önünde bir şarkı söylemek için saatlerce sırada bekliyorlar. Grohl'a göre de bu, yetenek yarışması heveslileri tarafından aslında pek de temsil edilmeyen bir janr olan rock müziğini mahvediyor.

                                                                                            

İyi bir noktaya değiniyor, çünkü gençlerin yaptığı bir şey varsa, o da her zaman büyükleri dinleyip onların fikirlerini dikkate almak.

Yakın zamanda yüce İngiliz müzik dergisi NME'yle yaptığı bir röportajda Grohl, “Eğer kızım sahneye çıkıp tüm kalbiyle şarkı söylese ve o lanet olası milyarderlerden biri ona bakıp 'Hayır, üzgünüm, hiç iyi değilsin' dese, yemin ediyorum o kişiyi boğazlardım,” dedi. Bu tabii ki önerilebilecek bir davranış şekli değil.

Burada birkaç gerçeği saptayalım: Bir tarafta kızı büyük bir prodüksiyon ekibinin ve katılanları eleştirmek üzere orada bulunan bu jürilerin başkanlığında yayınlanan bir yetenek yarışmasına katılıyor olacak. Bu gerçek, yarışmacı ve velisi tarafından daha önceden biliniyor. En kötüsünde, bu sorgulanabilir zevkte, ama rekor sayıda izleyici sayılarına değer. Öbür tarafta, tüm zamanların en başarılı rock gruplarından birinin eski milyoner bateristi, birisine ağır fiziksel zarar veriyor. Bu da en kötüsünde yasa dışı, ama yine de rekor kıracak izleyici sayılarına değer.

Grohl, SXSW konuşmasında daha da ileriye gidiyor ve Bob Dylan'un Christina Aguilera'nın önüne çıkarak şarkı söylediğini ve sesi hakkında “Bence çok genizden ve keskin” dendiğini hayal ediyor. Bu fantezide Dylan müziği bırakıyor, eve gidip ağlıyor ve bankacı olup milyonlarca dolar kazanıyor, dünyayı ele geçiren bir makine inşa ediyor, vs. Bunlardan hiçbiri Dylan'ın gerçek dünyada eleştirmenleri ve hayranlarını şaşırtmaya devam eden ve Christina Aguilera'nın dediklerine aldırış bile etmeyecek, ün kazanmış, ödün vermeyen kişiliğini hesaba katmıyor.

Yetenek yarışmaları, aynı amatör geceleri ve grup rekabetleri gibi hoş bir gelenek. Böylelikle de sanırım neden milyoner Grohl ve yetenek yarışmalarına karşı olan korkusuyla ilgili bir sorunum olduğuna yaklaşıyoruz. Bence milyoner Dave Grohl'un derdi vitrine çıkarılanlar değil, yargılamalar. Yargılanmak istemiyorsan, sen de yargılama.

Jürileri olan yetenek yarışmaları the Supremes'i ve arşivimdeki farklı janrların arasında bulunan, the Beatles, Puccini, Dinosaur Jr'ın (Nirvana'dan çok daha iyi) yanısıra sevdiğim Tamla-Motown gruplarının da büyük bir bölümünü keşfetti. Ama milyoner Dave Grohl'un, kendi enstrümanlarını çalmadıkları ve kendi şarkılarını yazmadıkları için the Supremes'i sevmediğini varsayabiliyorum. Dave, kendi artistik projelerinin yaratıcıları olmadıkları için onları sevmiyor. Kendilerine ait bir “ses”leri yoktu ve bu yüzden müzik yapmaya hakları yoktu. (SXSW konuşmasında, DC hardcore grubu Bad Brains dışında herhangi başka bir siyahi müzisyenin olmaması dikkat çekici.)

Dave konuşmasında bir de the Beatles'dan bayağı bahsediyor. Ama dur bir dakika milyoner Dave: The Beatles da erken dönemlerinde yetenek yarışmalarına katıldı. Seçmelerde ayağa kalkıp değerlendirildiler ve “gerçek” müzisyenlere dönüştükleri Hamburg'a bu şekilde ulaştılar. Hatta menajerlerinin bateristlerini kovup o sıralar çalışan bir kayıt müzisyeni olan Ringo Starr'ı deneme önerisine eğildiler. Ringo, fakir zamanlarda yerlerde uyuyup çimen yiyerek, veya milyoner Dave Grohl'un ünlü bir müzisyen olma hakkını kazanmak için her ne yapılması gerektiğini düşünüyorsa onları yaparak diğerleriyle çabalamamıştı. Ringo Starr seçmelere katıldı ve şansına pop müziğinin gördüğü en önemli yaratıcı güçlerden birinin temeli oldu. Tam da şey gibi...ismi dilimin ucunda....

“Ses”ini bulmakla ilgili sürekli konuşmasına rağmen, milyoner Dave Grohl, South-by-Southwest konuşmasında anılarını anlatırken, Nirvana için seçmelere katıldığının üzerinde durmuyor. Aynı zamanda, kendisinin katılımından önce, grubun zaten başarı yolunda olduğu gerçeğini dahil etmiyor; Nirvana'nın yeni, daha pop ve ticarı müziği, o katılmadan önce zaten gelişiyordu; kayıt sürecinde bile gruba hatırı sayılır bir plak şirketi ilgisi vardı; ve grup, “ses”ini bulduğuna sevinmekten uzak, açıkça Nevermind - ki bu albüm Grohl'un herşeyin, Albini'nin prodüksiyonunu yaptığı In Utero'nun bile üstünde tuttuğu albümdür - hakkında hissettikleri mutsuzluklarını dile getirmişti.

Ama Dave Grohl'un söylemeye çalıştığı şey, eğer boktan enstrümanlar alıp sonsuza dek gruplarda çalarsanız, sırf (beyaz) özüne ve (ikinci el) fikirlerine sadık kalarak, Nirvana kadar başarılı olabileceğiniz. Bu bir hayal. Bir yetenek yarışmasının tek bölümü için sırada bekleyen çocukların sayısı kadar başarısız grup var.

Nirvana şanslıydı (yani en azından iki tanesi şanslıydı: eski bateristleri kovuldu; şarkıcıları da akıl hastasıydı ve kendini öldürdü). Herşey doğru zamanda, doğru yerde olmakla ilgili ve Dave Grohl ile Diana Ross bunu yaptı. Tabii, milyoner Dave Grohl bir de tatlı tesadüflere borçlu, en azından kendi enstrümanını çalmayı öğrenmek için efor sarfetti. Bir başka favori grup olan The Monkees, bunu tam ters yoldan yaptı ve sonuçları da herhangi bir Nirvana albümlerinden daha iyi. Bir de unutmayalım, Dave Grohl'u milyoner ilan eden aynı müzik endüstrisinden Nickleback, the Red Hot Chilli Peppers ve U2 da çıktı.

Milyoner Dave Grohl'un konuşması – ki burada kadın sanatçıları tamamiyle gözardı ediyor – müzisyenlerin kendi seslerine bulmasıyla ilgiliydi. Ve belki de bu konuda haklı. Bu konuşmasında  milyoner Dave Grohl kendi sesini buldu. Ne yazık ki onun sesi, herşeyin eskisi gibi olmadığına sinir olan, orta yaşlı beyaz Amerikan bir adamın sesi – ve buna da şükürler olsun. Herkesin, onun yaptığı şekilde yaparsa, müziğin daha iyi olacağını düşünüyor. Ben de diyorum ki eğer The Voice bir çocuğun gidip bir sonraki U2'yu kurmasına engel olacaksa, kendilerine devlet desteği verilmeli.