HER NE KADAR BİZLERE KADIKÖY’DEN SESLENSE DE MÜZİĞİYLE DİNLEYENİ ATMOSFERİN ÜSTÜ BİR YERLERE TAŞIMAYA MUVAFFAK OLAN PEYGAMBER VİTESİ, KENDİ ADINI TAŞIYAN İLK ALBÜMÜYLE KARŞIMIZDA. MÜZİK HAYVANI TARAFINDAN YAYINLANAN BU ALBÜMÜ ÜST ÜSTE DİNLEDİĞİMİZİ FARK EDİNCE DAHA FAZLA DAYANAMADIK VE BİRKAÇ SORUYLA KENDİLERİNE SEVGİLERİMİZİ İLETTİK. GRUPTAN KUTAY SOYOCAK DA SELAMIMIZI GERİ ÇEVİRMEDİ VE SORULARIMIZI CEVAPLADI.
Başlarken biraz geçmişe gidelim: nasıl oldu da yollarınız kesişti ve birlikte müzik yapmaya başladınız?
Mustafa’yla daha önceden birlikte çalıyorduk hâlihazırda. Yaptığımız şey beni tatmin etmiyordu, kafamda belli belirsiz başka şeyler vardı. O yaz Moda’da yürürken Mustafa’ya bu durumdan bahsettim. “Neler yapabiliriz” faslında ise Mustafa’nın diğer grubu Ages’tan gitarist arkadaşımız Barış dâhil oldu. Koray da gelince çalışmalara başladık
"İzlenmemiş Filmler İçin Şarkılar" adlı EP’niz geçen sene çıkmıştı. Şu günlerde ise ilk albümünüzle karşımızdasınız. Albümünüz beş parçadan oluşuyor. Parçaların albümde yer almasına nasıl karar verdiniz? Sonrasında kayıt aşaması nasıl geçti?
Döngüsel bir atmosfer yaratmaya çalısıyoruz ve albümde bu hissiyatı daha ön plana çıkaran şarkıları tercih ettik. Kayıtlar Peyoteyp studyosunda canlı olarak kaydedildi. Her işte olabileceği gibi yer yer sıkıntılı ve zevkliydi.
Bilhassa albümdeki parçalardan yola çıkarak söyleyecek olursak, şarkılarınızda karanlık bir taraf var. “Nereden geliyor bu hissiyat” diye sormak istiyoruz?
Geldiği yeri doğrudan söylemeye çalışmak yersiz olabilir çünkü zaten hoşumuza giden bu bilinmeyene olan garip bir arayış isteği fakat mistik ve mitolojik imgelerin etkisinde kaldığımı kendi adıma diyebilirim. Peygamber Vitesi de benim için ifademdeki eksikliklerimi, fazlalıklarımı gündelik yaşamım için düzenleyici işlevi gören bir alan. Rahatsızlıklarımı benimsediğim ve bunu başka bir şeye dönüştürebildiğim bir adaptasyon şekli. Belki o yüzden formülize etmesek de karanlık bir taraf hissedilebiliyor fakat bu karanlığı ben kötü veya negatif olarak algılamıyorum. Bu insanın güzeli daha anlaşılır ve hazır hâlde tüketmek istemesinden kaynaklı bir yanılsama…
Tabiri caizse “bu coğrafyadan” seslerin ağırlıkta olduğu bir müzik yapıyorsunuz. Tüm bu sesleri nasıl topladınız? Müzikal açıdan kimlerden ve nelerden etkileniyorsunuz?
Bu coğrafyadan etkiler vardır elbette, sonuçta burada yaşıyoruz ama bunu fark ettirme amaçlı bir şey yapmıyoruz. Sadece müzikte değil sanatın diğer alanlarında da ruhanî olduğunu hissettiğim işleri seviyoruz. Mike Patton, William Blake, Michael Gira, Blixa Bargeld, Nick Cave ilk akla gelenler.
Albümünüzü Müzik Hayvanı yayınlıyor. Peki Müzik Hayvanı ile yollarınız nasıl kesişti?
Eray Düzgünsoy'un bu müziği bilip, takip etmesi ile başlayan bir ortaklığımız var.Her şeyden öte Müzik Hayvanı’nın bağımsız ve kolektif duruşundan dolayı dâhil olmaktan çok memnunuz.
Albümün yayınlanmasının dışında şu sıralar gündeminizde neler var? Grup olarak önümüzdeki günler için planlarınız nedir?
Daha az ve iyi düşünülebilen, sakin bir yere kaçmak…