Bantmag

GELİN BİR DEĞİŞİKLİK YAPALIM. DANİMARKA’NIN GENÇ DÜRTÜSÜ ICEAGE’İN BLOGUNDA GÖRÜNTÜLENMİŞ KANLI KONSER FOTOĞRAFLARINDAN BAHSETMEK YERİNE BİR SÜRELİĞİNE SADECE MÜZİĞİNDEN BAHSEDELİM…

 

Iceage, yolu gürültüden geçmiş her dinleyicinin merak edip kulak kabartacağı bir müzik yapıyor, orası kesin. Peki bir anda büyüyüp patlamalarına etken olan şeyler ne? Ortalama iki dakika uzunluğunda gelen parçalar, çoğu punk grubu gibi bir odaya kapanıp çalınmışa benziyor ve alabildiğine dürtüsel. Sürüngen gibi yerlerde kıvranan solist Elias Bender Rønnenfelt’in zaman zaman sıkı bir sosyopat olma ihtimalini düşündürtmekte iddialı. Çevreyle olan daimi kopukluğunu çığırıyor gibi durmadan ve harbiden de tekinsiz tınlıyor.

 

Iceage’in en az içinden dışarı savurduğu bu duygu patlaması kadar belirgin olan diğer şey ise, bunu melodik bir şekilde yapıyor olması. Şarkı dinamiği içinde hiçbir şey rastgele bir araya gelmiş gibi gelmiyor, her şey yerli yerinde. Bunun formül kurgulamak gibi bir durum olduğunu düşünmek mümkün, ama doğru nokta atışlarının nostaljisini yapıyor olmaları da mümkün. Bir kere, geçmiş yılların belli punk geleneklerinin bariz izleri karşınıza çıkabiliyor bu müzikte. 80’lerin sanat yanlısı ve gürültüden gocunmayan post-punk’ı estetik bir alan bulabiliyor kendine. Feedback’lerde ise Sonic Youth’un Daydream Nation’ı ya da Fugazi’nin In On The Killtaker’ına rahatlıkla gidip gelinebilir. Bir diğer durum da, şu an 21-22’lerinde olan ekibin kayıt, miks ve cila konusunda biraz fazla yetenekli olması.

 

Iceage yeni albümü “You’re Nothing” (Sen Bir Hiçsin) ile “Ne düşündüğünüz umrumda değil” tavrını sürdürüyor. Biz de röportaj vermekten hoşlanmayan Rønnenfelt’i bazı temel sorularla sıkıştırıyoruz.

 

Nirvana mı Sonic Youth mu?

Kesinlikle Nirvana. Nirvana, dünyanın en iyi gruplarından biri.

 

Kayıt yapmak mı? Miks yapmak mı?

Kayıt yapmak çok daha zevkli. Miks yapmak sinir bozucu olabiliyor.

 

Londra mı Manchester mi?

Londra sanırım.

 

Kaset mi plak mı?

Plak. Kasetler çok küçük oluyor.

 

Funk mı? Soul mu?

Funk, dostum.

 

Twin Peaks mi? The Wire mı?

The Wire’ı izlemedim, o yüzden Twin Peaks demek durumundayım.

 

Geçmiş mi? Gelecek mi?

Gelecek!!!!!!!!