GEÇTİĞİMİZ HAFTALARDA GERÇEKLEŞEN İLK KİŞİSEL SERGİSİNDE MASALSI BİR SİRK KURGUSUYLA KARŞIMIZA ÇIKAN SEDAT GİRGİN, YARATTIĞI KARAKTERLER ÜZERİNDEN BÜTÜNLÜKLÜ BİR HİKÂYE ANLATIYOR.
EĞER GİRGİN’İN HAYRETLER SİRKİ ADLI BU SERGİSİNİ HÂLÂ GÖRMEDİYSENİZ 2 MART’A KADAR MILK GALLERY & DESIGN STORE’A UĞRAMAYA ÇALIŞIN.
BU ARADA BİR DE SON DAKİKA HABERİ: ESKİZ’İN YENİ ALBÜM KAYITLARI TAMAMLANMIŞ, HATTÂ 2013 BİTMEDEN KARŞIMIZDA OLURMUŞ…
Hayretler Sirki senin ilk kişisel sergin… Serginin çıkış noktası neydi?
Hep kafamda kişisel sergi açma fikri vardı ama işlerden bunu bir türlü gerçekleştiremiyordum. Milk Galeri’den Elif ve Can öncesinde teklif etmişlerdi ama ben “tabiî açarız” diyerek ertelemiştim. Son katıldığım Dragon Year sergisinde Can ve Elif yanıma yaklaşıp “Sedat 3 Ocak, ne dersin?” dediler. O an kem küm ettim ama gerçekten çok istekliydim sergi için. Eve gelip düşündüm taşındım, ajandamı ayarladım ve süreyi 1 ay daha öteleyip 31 Ocak’a tamam dedim.
Bu sırada tesadüfen Cirque De Soleil reklamlarını gördüm ve tıklayıp 2 bilet almış bulundum. Sirke gittiğimde orada gerçekleşen şovdan çok oyuncuların duyguları ilgimi çekti. Sürekli kafamda sorular dönüyordu: “Neden biz burada bu şovu izliyoruz? Eğlenmek için mi, yoksa şaşırmak için mi? Şaşırmak keyifli bir şey mi? Neden orada tanımadığımız bir adam düşünce, üzülünce, tökezleyince gülüyoruz. Başkasının bu hale düşmesi bizi eğlendiriyor mu?” Sonra o eski çadır sirkler geldi aklıma. Yüksekte yapılan tehlikeli trapez şovlar, aslanlı gösteriler… Gitgide daha da şaşırtmaya yönelikti her şey. Orada izlediğimiz insanların ölümle burun buruna gelmeleri neden bizi keyiflendiriyordu? Neden buna para verip izliyorduk? Bunun üzerine gitmek istedim ve sergide ben de bir sirk yaratacağım ve bu sirk sakinleri seyirciyi hayrete düşürmek için elinden geleni yapacak, hattâ ölecek dedim.
Sergi öncesi hazırlık sürecinden bahsedebilir misin? Bu esnada özellikle peşinden gittiğin fikirler neydi?
Sergi için “tamam” dedim ama ortada ne bir çizim vardı ne de fikir. Bir de üstüne üstlük elimde çok fazla iş vardı. İlk önce onları halledeyim sonrasında sergiye hazırlanırım dedim. Ama sandığım kadar kolay olmadı. Sergiyi düşünmekten işlere konsantre olamadım. Hattâ her yatağa yattığımda serginin eskizlerini kafamda çiziyordum. Başka hiçbir şey düşünemez olmuştum. Tek tek karakterleri kafamda oluşturup onlara hikâyeler uyduruyordum. Bir duygu vermelerini istiyordum.
İşlerimi bitirir bitirmez kendimi kapattım ve uyku ile yemek dışında hiç ara vermeden sergi için çalıştım. Eskizleri öncesinden kafamda kurguladığım için her şey hızlıca oluşuverdi. Sergininin kurulum sıralamasında çerçeve ölçülerine kadar her şey en başından belliydi aslında. Çok kısa bir sürede çıktı bu sergi. Ama tamamıyla içime sinen bir sergi oldu.
Ortaya çıkma aşaması ve o sıradaki duygularınla motivasyonunu göz önünde bulundurursan, Hayretler Sirki’nin şimdiye dek dâhil olduğun diğer projelerden ne gibi farkları var?
Uzun süredir hep biryerlere birşeyler çizmekle geçiyordu zamanım. Sergi yapalım dediklerinde bir baktım elimde tamamıyla kendime ait hiç bir şey yok. Bu ilk kişisel sergim olacaksa tamamen bana ait olsun istiyordum. Serginin bütün olması benim için çok önemliydi. Eski işlerimi toplamak istemedim. Fırından yeni çıkmış, kimsenin görmediği bir seriyle çıkmak istedim. Sergi baştan sona belirli sırayla ilerliyor. Bir hikâyesi olsun, masal tadında bir sergi olsun istedim. Sirk sunucu eşliğinde başlıyor ve gece kâbusuyla son buluyor. Yavaş yavaş renkler kayboluyor ve daha sert, daha cansız bir atmosfer oluşuyor.
Çocuk kitapları kapakları için de illüstrasyonlar yapıyorsun. Bu serüven nasıl başladı? Yaptığın ilk kitap kapağı hangisiydi?
Hiç hesapta yokken kuzenimin, “kitabıma çizim yapar mısın” teklifiyle başladı. Üniversite yıllarımın ilk başlarında kuzenim Suna Dölek’in yazdığı Ayı Yavrusunun Uykusu Nereye Kaçtı isimli kitabı resimlediğim ilk kitap oldu. Beğeniler gelmeye başladıkça ben de üzerine düştüm ve Can Çocuk Yayınları’na dosyamla başvurdum. Ardından gerisi geldi işte. Şimdi altmışa yakın resimlediğim kitap var.
Peki bu kitaplar içerisinde en sevdiğin hangisi oldu?
Can Çocuk Yayınları için resimlediğim Gianni Rodari hikâyeleri çok keyifliydi mesela.
Yeni bir işin başına geçtiğinde izlediğin ritüeller neler? Kafanda belli bir fikrin oluşmasında seni neler etkiliyor?
Aslında iş ilk mail kutuma düştüğünde başlamış oluyor. Masaya oturmadan önce çok düşünüyorum. Kafamda kurguluyorum, sahneler oluşturuyorum. Bir atmosfer oluşunca oturup çizmeye başlıyorum ama yaratım süreci hep sancılı oluyor. Hele ki elimde çok fazla iş varsa kafam çok yoruluyor ve çok zor oluşuyor her şey. Gönül isterdi ki bir projeye haftalarca çalışayım, başka projeler girmesin araya. Ama maalesef aralara çok fazla projeler giriyor ve git gide zorlaşıyor durumlar. İşin çizim kısmı değil de yaratım kısmı çok zor oluyor.
Sözü bir de Eskiz’e getirelim… İlk kaydınız “Yoksa Bir Rakı Masası Mı Görüyorum?” 2011 yılında yayınlanmıştı. Yeni bir albüm kafanızda oluşmaya başladı mı? Bunun dışında, şu sıralar gündeminizde neler var?
“Yoksa Bir Rakı Masası Mı Görüyorum?” tam bir albüm değildi. Roxy Müzik Günleri birincisi olmamız sebebiyle yapılan 2 şarkılık bir maxi single projesiydi. Asıl hazırladığımız albümün kayıtlarını daha bu sabah tamamladık. Çok yeni bir haber… Herhâlde 2013 bitmeden yayınlarız diye düşünüyorum.
Müzik ile illüstrasyonu hayatında ne şekilde konumlandırıyorsun. Birinin diğerine göre daha ağır bastığı anlar oluyor mu?
Ben kendime pek fazla müzisyen diyemiyorum. Zamanımı bir müzisyen kadar müziğe ayıramıyorum maalesef. Müzik çok zevk alarak yaptığım bir şey. Birbirlerini çok fazla desteklediklerini düşünüyorum. Müzik meditasyon gibi, sıkı bir çizim temposu ardından konserimiz olursa konser sonrası çok rahatlamış olarak dönüyorum eve. Dinlemenin dışında müzik yapmak ayrı bir ruh gıdası…
Kariyerinde sana en büyük heyecanı ne yaşattı?
Hayretler Sirki çok büyük heyecandı mesela. Umarım daha nicelerini yaşarım.
Son olarak, önümüzdeki günler için şimdiden şekillenmeye başlayan planların neler?
Şu an elimde 9 kitaplık bir seri var. Bu seri biraz daha okul öncesi ve ilk okuma çağı çocuklar için. Tamamı resimli bir seri... Bu proje üzerine yoğunlaşıyorum şu sıralar. Onun dışında tabiî sürekli yeni şeyler geliyor. Ama yeni bir sergiye de hazırlanmak çok istiyorum.