The Sea and Cake
The Sea and Cake
1994
Thrill Jockey
Tortoise ile birinci derece kuzen sayılabilecek Chicagolu bir grup da The Sea and Cake. Sam Prekop’un kendine has vokali, yer yer caz ile bütünleşen indie rock soundu ile Tortoise’ı hiç de andırmayan bir grup çıkıyor karşımıza. Melodik ve hayat dolu şarkıları ile The Sea and Cake hâlen müzik yapmayı sürdürüyor. John McEntire’ın diğer gruplarında karşımıza çıkan bir doğaçlamaya başvurma ve her enstrümana el atma tavrını pek barındırmıyor. The Sea and Cake’de kafanızı karıştıracak hiçbir şey yok, her albüm sizin için akıp gidiyor. Grubun diskografisindeki ilk dört albümden yola çıkarsak, son albüm Runner’daki (2012) elektronik müzik ağırlıklı hâle geçiş eskiye alışanlar için can sıkıcı ancak McEntire’ın ve Prekop’un yeniliğe ve deneyselliğe açık tavırları sayesinde grup böylelikle hâlâ ayakta durmaya devam ediyor.
Gastr Del Sol
Crookt, Crackt, or Fly
1994
Drag City
Squirrel Bait’in dağılışı Slint’i kuran Brian Mcmahan’ın ardından bir başka yetenekli müzisyeni/yapımcıyı Chicago sahnesine salıyor: David Grubss. Jim O’Rourke ile güçlerini birleştirip, bir süre sonra John McEntire’ı da gruba dâhil ederek; hâliyle avangardı, doğaçlamayı ve multi-enstrümantalizmi coşkuyla kutlayan bir projeyi önümüze seriyor. Crookt, Crackt, or Fly’ın en güzel yanı, grubun 1998 çıkışlı Camoufleur’de ulaşacağı huzur verici ve iyileştirici yeni müzik türü etrafında sürekli gezinerek/deneyerek işlenmiş bir post-rock albümü oluşu. Özellikle son parça “The Wrong Soundings” kendi içinde albümün gelgitli yapısını 14 dakikada özet geçiyor. Yedinci parça “The C and Cake”in hangi grubun isim babası olduğunu söylememe gerek yok herhâlde? Şimdiye de ilk defa karşımıza çıksa da, Grubbs’ın müzisyenliği sayfalarca yazıya sığacak kadar köklü.