Bantmag

Hmmm*

"Wildness" Los Angeles merkezli sanatçı ve film yapımcısı Wu Tsang'ın ilk uzun metraj belgeseli. Belgesel, gerek 2012 süresince festival festival gezerek topladığı ödüller gerekse eleştirmenlerin yüksek övgüleri sayesinde Tsang'a "bağımsız sinemanın yeni yüzü" sıfatını kazandırmış gibi gözükmekte.

 

Belgeselin mekanı, aynı zamanda konusu: 1960'lardan bu yana Los Angeles'daki Latin trans topluluğunun çeşitli kuşaklarının bir araya geldiği "Silver Platter" isimli bar. Göçmen kimliği ve etnik azınlık konumu üzerine bir de cinsel yönelimleri ile toplumun en dış cephelerine itilen bir komünitenin "güvende hissettiği" evleri yani. Kendisi de bir trans biyer olan Tsang mekanı arkadaşları ile düzenlediği Wildness isimli bir parti sayesinde keşfetmiş. Daha sonra mekanın öyküsünü, ve bu öykünün üzerinden "güvenli-özgür mekan" kavramını irdelemek üzere kamerasını kutusundan çıkarmış.

 

Belgesel, fikrin çıkış noktasını da oluşturan "Wildness" partisinin seyrinde ilerliyor. Zira partiyi bir seri haline getiren Tsang, eğlenmek, bir topluluk hissi altında buluşmak, çalışmak ve yer yer çarpışmak için bir araya gelen insanları görüntülerken mekanın ve topluluğun öyküsünü de aktarmış bulunuyor. Elbette Wildness partisinin mekanın 4 dolarlık şampanyaları yudumlayıp pistte İspanyolca parçalara gönülden eşlik ederek danseden transseksüellerden bir tık farklı bir topluluğu da çektiğini not düşmek gerek. Zira Wildness, trans  bireyler kadar ötekileştirilmiş kuir punkları, sanatçıları, dans peşinde koşanları da peşine takmış.

 

Kısacası bir sonuca uzanmak üzere  kurgulanan bir üretimdense üretim sürecinin ürünün kendisi haline geldiği  o heyecan verici ve nadir vakalardan birisi "Wildness". İzleyen herkesin dilinden de bal damlıyor. bu diyarlarda gözden kaçması kuvvetle muhtemel, biz dikkat çekmiş olalım... Dikkat çekmek derken, Bize de "böyle birşey var" diyen, Tsang'ın bir dönemki oda arkadaşı, Kim Ki O'dan da tanıdığımız Berna Göl'e de teşekkür babında bir selam çakmak borcumuz!

 

Merak ettim diyenler buradan