Bantmag

KONSER, SOSYALLEŞME, İSTANBUL’UN MUHTEŞEM HAVASI VE YAĞMUR BOMBASI… BİLİMİN BİRAZ DAHA SAYGI GÖRDÜĞÜ GÜNLERDEN GÜNÜMÜZE KONSER AKTİVİTELERİ.

 

Hakan: Ekin hadi sigaraya dışarı!

Ekin: Hadiii!

H: İçerde grup çalıyor bizim evde. Ama canım izlemek yerine dışarda muhabbet etmek istiyor. O ne ya canlı canlı müzik mi olurmuş! Ohh sigaramı içerim, konseri de izlemem, muhabetimi de ederim…

E: Oluyor öyle, ortamı görünce çeneler düşebiliyor. Biri bitiyor diğerini yakıyorsun ama sen de.

H: Ben hatta herkesi toparlıycam hep beraber dışarda takılalım. Kimse grup falan izlemesin. O ne yaaa cın cın, güm güm. İşte insanlar son zamanlarda bana böyle davranmam ve hissetmem gerekiyormuş gibi davranıyorlar. Konserlerde 50 kişi varsa dışarda kapı önünde 150 kişi var.

E: Konser dediğin %50 ortam %50 sahne. Sahi nasıl bir oran var acaba gerçekten bu düzende?

H: İşte bu oranları konuşalım bu sefer.

E: Konuşmaya değer de artar bile. Peki o kadar sert bir durum mu acaba? Yani içerde konser izleyenler sigara kullanmayan insanlar mı mesela?

H: Ha yok canım olay sigaradan ibaret değil aslında.
E: Hımm.

H: Ama sanırım sigara yasaklarıyla başlayan küresel ısınmayla kavrulan bir olay.

E: Hayır ben yeni geldim de bilmediğim için soruyorum(!)… Küresel ısınma derken dışarıya sigara içilmesi için konan UFO’ları mı kastettin?

H: Sanırım aralarında ciddi bir bağ var ama ben o bağı kurmamıştım. Teşekkür!

İnsanlar konser yapılan mekanın dibinde olsun ama içerde müziğe yoğunlaşmasın dışarda sosyalleşsin istiyorlar.

E: Hadi canım! Kim ister böyle bir şeyi!

H: Sanırım birileri istiyor Ekin.

E: İnanılmaz.

H: Ama çaktırma aramızda kalsın. Sonra aralarına almazlar bizi.

E: İçeride sigara içilen konserlerin üzerinden 10 yıllar geçmiş gibi hissediyorum. Kıyafetleri yıkayıp havalandırmaktan helak olduğumuz günler.

H: Ben de... Aslında böylesinin güzel olduğunu da düşünüyorum. Başta olmaz öyle şey diyordum ama oluyor güzel de oluyor.

E: Kesinlikle.

H: Ama işte sigara yasağı ile bişeyler değişir sanıyordum. Değişiyor ama yanlış şeyler değişiyor. Garip bir millet işte bizimkisi.

E: Evet insanın bazen canına tak ediyor di mi? Ben konser izlemeyi çok seviyorum, ama konserlere gelmeyi sevmeyen müzikseverlerle de empati kurabiliyorum galiba. Konserlerde çok fazla değişken var çünkü, müziğin kendisinin ötesinde.

H: Ona katılıyorum kimse oturup bir konser baştan sona izlemek zorunda değil... Ama eskiden hani es kaza orada olan ya da yoğunlaşma eşiği çok yüksek olmayan adam içerde duruyordu, artık dakka iki hemen dışarı çıkılıyor. E, havalar da her daim güzel, başlıyor dışarda bir muhabbet…

E: Evet arkadaşlarını görüyorsun, konuşmak istiyorsun laf lafı açıyor, çok da normal bir şey, en nihayetinde dinleti değil bu, sosyal bir olay ama Hakan bu İstanbul'da da havalar neredeyse senenin 9 ayı güzel harbiden be! O nasıl iştir!

H: İşte eskiden öyle değildi. Ekim'de yağmur yağardı yahu. Hani nerde yağmur!

E: Tık yok.

H: Eskiden bir ara yağmur bombası atıldığını hatırlıyorum… Sen hatırlıyor musun?

E: Hayal mayal… Yağmur duasını da yağmur bombasını da hatırlıyorum malesef…

H: Yağmur duasından önce yağmur bombası vardı. Bilimin biraz daha saygı gördüğü zamanlardan bahsediyorum…

 

(1.5 DAKİKALIK BİR SESSİZLİK)

 

H: Sanırım ikimiz de anı girdabına kapıldık bi an.

E: Hem de nasıl…

H: Neyse yağmur bombası - küresel ısınma - sosyalleşme - konserler - müzik arasında bir denklem kurmaya çalışıyorum kafamda. Tam oturmuyor… Ama gidip geliyorum.

E: Benim de... Ama sanırım şöyle bir şey varsayabilir miyiz yani? Sigara yasağı olmasaydı... Konsere konsantre olmaya daha az meyilli olan insanlar da sahnenin önünde durmaya devam edecekti. Yani sigara içmeye çıkmıyorsan niye dışarı çıkasın ki konser mekânından?

E: Ne bileyim? Telefonla konuşmaya ya da kavga etmeye filan çıkarsın anca.

H: Eh işte onu diyorum Ekin... Sen soktun beni yağmur bombasına falan. O kadar gitmeyecektim.

E: İyi oldu Hakan, hayatımız bir film şeridi gibi aktı gözlerimizden, yaşımız çıktı ortaya. Peki şimdi napıcaz?

H: Havalara ve müziğe teslim olmaya ve ikisi arasında ince bir çizgide dans etmeye devam edeceğiz.

E: Herkese kolay gelsin o halde.