Bantmag

BAĞIMSIZ YAYINCILIĞIN ANAVATANINI NEW YORK BROOKLYN SANIYOR, SÜREKLİ BROOKLYN TEMELLİ  ORGANİZASYONLARA BAKINIYORUZ. VAKİT BAŞKA UFUKLARA BAKMA VAKTİ. KÜRSÜYE İSKOÇYA'DAN AK PRESS'İ ÇAĞIRIYORUZ.

 

İskoçya Stirling çıkışlı AK Press'in bize anlatacağı, hatta öğretebileceği bir kaç şey var.   1987'de kurulan AK Press anarşik bir iş yapısına sahip. İşçiler tarafından yürütülen organizasyonda patron yok.  Herkesin söz hakkı var. Herkes aynı maaşı alıyor.  Bastıkları kitaplar da ideolojik konumlarının bir yansıması: tarihten teoriye, müzikten kültüre, politikadan ekonomiye her alanda radikal düşüncesinin sesini basarak dünyaya yayılmasına yardımcı oluyorlar.

 

AK Press bir basım kuruluşu olduğu kadar bir dağıtım ağı aynı zamanda. Bağımsız yayıncılığın bir numaralı engeli - ve düşmanı - dağıtım tekellerine karşı, AK Press bastığının onlarca katı kitabı dağıtıyor. İskoçya'dan sonra  Oakland California'da da bir şubesi bulunan AK Press Amerika'da  "bookmobile" isimli bir projeyle geziyor, protestolara, mitinglere, konferanslara katılıyor, bu noktalarda kitap satıyor. Aynı dağıtım stilini İngiltere ve İskoçya'da ise davet ile çeşitli etkinlik ve organizasyonlarda stand açarak sürdürüyor. Bir diğer yandan bu dağıtım ağının hapishanelere, okullara ve eğitim kuruluşlarına özel indirimlerle uzanan kolları da mevcut.  Bit pazarlarında, politik / anarşist rock ve punk gruplarıyla turnelerde, kitap fuarlarında ve internette, kısacası insanlara ulaşabilecekleri heryerde bir şekilde varolmayı beceren AK Press çalışanları yılda 1.5 milyon dolarlık bir satış yapmayı da başarıyor. Üstelik bu karı dağıtımını ve satışını yaptığı kitapların yayınevlerinden depolama, kataloglama,  geri iade ve promosyon gibi kalemlerin ücretlerini almadan yapıyor.

 

15 senelik AK Press, anarşist bir yapının sanıldığının aksine kaotik değil üretken bir ortam doğurduğunu; ilk başta çelişkili gözüken anarşist - işyeri kavramının, kararların uzmanlar tarafından klimalı odalarda değil herkese açık toplantılarda, herkesin fikrini alarak verildiği bir anti-otoriter tutum sayesinde nasıl da tıkır tıkır işlediğinin bir göstergesi  olarak basmaya ve yaymaya devam ediyor. Bize de helal olsun demek kalıyor.