Bantmag

HERKES İÇİN MİMARLIK, KURULU OLDUĞU BİR SENEDEN AZ SÜRE İÇERİSİNDE, TÜRKİYE’DE HER YAŞTAN VE HER UZMANLIKTAN İNSANIN KATILIMCILIĞINA OLAN İNANCI İLE KULLANILMAYAN KAMUSAL ALANLARININ DÖNÜŞTÜRÜLÜP İŞLEVSEL HALE GETİRİLMESİNDEN, TEPEDEN İNME ŞEKİLDE YAPILAN DÖNÜŞÜMLER KONUSUNDA HALKI BİLGİLENDİRMEYE, ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNE ŞANTİYE STAJINA ALTERNATİF YARATMAKTAN, İLKOKUL ÖĞRENCİLERİNE YARATICI DÜŞÜNME VE ÜÇ BOYUTLU MEKÂN ALGISI ÖĞRETMEYE KADAR TÜRLÜ PROJELERE İMZA ATTI.

 

Derneğin kurucu üyelerinden Hayrettin Günç ve Emre Gündoğdu ile yaptığımız ropörtajda, bize derneğin işleyiş felsefesinden, tamamladıkları projelerden ve geleceğe yönelik planlarından bahsettiler.

 

Kargı, Ordu-Tokat sınırında Ordu'ya bağlı, nüfusu 1000'in altında, bu zamanda hâlâ telefon hattı olmayan bir köy. Yaklaşık 230 öğrencili Kargı Ferhat Akbulat İlköğretim Okulu, artan öğrenci sayısını karşılayamayınca, köydeki öğrenciler okumaya komşu köylere gönderilmeye başlanmış ve bu durum zaman içerisinde Kargı'dan göçlerin artmasına sebep olmuş. Daha fazla nüfus kaybını önlemek için Kargı halkı bir süre önce kendi çabalarıyla okul binasını genişletmek için ikinci bir katın inşaatını başlatmışlar, ancak maddî sıkıntılar sonucu inşaat bir türlü ilerleyememiş. Böylece uzun bir süre okulun ikinci katı, döşemeleri yerleştirilmemiş, oradan buradan demir çubukların çıktığı, kaba inşaat hâliyle kalmış. Alt katta eğitimin devam ettiği bu sürede, sınıflardaki soba boruları ikinci kata verildiği için üst kat dumanla dolabildiği gibi, merdivenle üst kata erişim engellenmediğinden çocukların oyun sırasında kolayca çıkabileceği, tehlikeli ve sağlıksız bir ortam oluşturuyormuş.

 

Herkes İçin Mimarlık (HiM) derneği üyeleri tüm bunları, Atıl Köy Okulları projesi için pilot il olarak seçtikleri Ordu valiliği ile iletişime geçtiklerinde öğrenmişler. Yaptıkları ziyarette karşılıklı oturup, hem valiliğin ve köyün ihtiyaçlarını, hem de HiM'dekilerin okul binasıyla ilgili hayallerini en iyi şekilde bir araya getirecek projeye karar vermişler. Zaten derneğin felsefesi de bu temel üzerine kurulu: üniversite sınıfının ve teorinin ötesine geçip, mimarlığa bir sosyal mesele olarak yaklaşmak ve diyaloglar sonucu katılımcı bir ortam oluşturup, böylece farklı türde uzmanlıklardan yararlanmak.

 

Kargı ile başlayan Atıl Köy Okulları Projesi de bu temelden besleniyor. Herkes İçin Mimarlık üyeleri (daha Ölçek 1/1 iken - Ölçek 1/1, Herkes İçin Mimarlık kurulmadan önce, mimarlık öğrencileri tarafından kurulmuş gönüllü bir organizasyondu. Karadeniz bölgesinde balıkçı barınağı ve Kahramanmaraş’ta bir okula lojman inşa etme gibi projelere imza atmışlardı. HiM kurucu üyeleri arasında Ölçek 1/1’de gönüllü olmuş olanlar var.), yaptıkları geziler sırasında boşta kalmış ve imkânsızlıklar sebebiyle bir türlü ele alınamamış birtakım okul binalarını fark etmişler. Herkes İçin Mimarlık 2011’in aralık ayında bir dernek olarak kurduktan sonra, Ordu Valiliği ile yaptıkları görüşmelerin sonucunda, okulu dönüştürüp kullanılır hâle getirme projesini üniversite öğrencileri için bir atölye fırsatı hâline getirip, internet siteleri üzerinden başvuruları açmışlar. Türkiye'nin dört bir yanındaki üniversitelerden gelen yüzün üzerinde başvuru sadece mimarlık öğrencilerinden değil, inşaat mühendisliği, şehir planlama ve sosyoloji gibi türlü türlü dallardan gelmiş. Başvuranların arasından seçilen 10 kişilik grup ile 24 Ağustos - 3 Eylül arası Kargı'ya gitmişler.

 

Kargı’da köylüler gönüllüleri çok güzel karşılamışlar. Bir aile kendi evlerini vermiş HiM gönüllülerinin konaklaması için ve köy halkı gönüllülere her gün birbirinden lezzetli yemekler sağlamışlar. HiM kurucu üyelerinden Hayrettin Günç ve Emre Gündoğdu’nun söylediğine göre, deneyimin en güzel yanlarından biri de Kargı'daki vakitlerini köy halkıyla birlikte geçirebilmiş olmaları olmuş. Bir akşam asker uğurlamasına davet edilmiş HiM gönüllüleri, bir gün pikniğe gitmişler, başka bir akşam da okulun duvarına film yansıtıp köylülerle birlikte film izlemişler. 10 günün sonunda da kapanışı köyün hamamında temizlenerek yapmışlar. Tüm bu süreçte, hayattaki en büyük dileklerinden biri okulun tamamlanmış olduğunu görmek olan okul aile birliği başkanı Mustafa Kemal ağbi (Mustafa Kemal Akçam) gönüllüleri hiç yalnız bırakmamış. Onun yardımları ve köydeki ustalarla birlikte HiM gönüllüleri 10 gün içerisinde, duvarları boyamaktan tutun da kazan dairesinin çimentosunu dökmeye kadar türlü işte çalışarak okul binasını sağlıklı, kullanılır ve çocuklar için sevimli bir ortam hâline getirmişler. Sürecin sonunda HiM’e üye olmaya karar veren Mustafa Kemal ağbi, daha sonraki bir telefon konuşmasında da Hayrettin’e, fındık tarlasında çalışırken çok yorulduğu zamanlarda HiM gönüllülerini düşünüp kendi kendini o şekilde motive ettiğini söylemiş.

 

Hem üniversite öğrencilerine alışılmışın dışında, sosyal meselelere katkıda bulunabilecekleri bir staj olanağı sunan, hem de Türkiye’de devlet elinin yetersiz kalabildiği yerlerde insanların ihtiyaçlarına uygun çözümler bulmaya çalışan HiM’in Atıl Köy Okulları projesi, Kargı okul binasının inşaatının sonuçlanması ile tamamlanmış değil. Sırada Kargı'yı tekrar ziyaret edip, bahçe peyzajı ve spor sahalarının oluşturulması ile okulu çocuklar için daha çekici eğitim mekânı hâline getirme planı var. Zaten inşaat tamamlandıktan sonra Kargı’daki öğrencilerden gelen teşekkür mektuplarında da, bahçelerinin güzelleşmesini ne kadar hevesle beklediklerini görmek mümkün.

 

Bir de yine Ordu'da, deniz kenarında yükselen su seviyesiyle çürümeye terk edilmiş Çaka köyünün okul binasını kullanılır hâle getirme projesi var. Geçtiğimiz yaz, HiM üyeleri Çaka’yı da ziyaret ederek, yaklaşık 25 yıldır kullanılmayan okul binasını incelemiş. Bu ziyaret sırasında aynı zamanda köylülerle ihtiyaçları hakkında sohbet etmiş ve komşu köylerin okullarını ziyaret etmişler. Hayrettin ve Emre’ye Çaka projesi ile ilgili ne gibi fikirler üretilmiş olduğunu soracak olursanız, dernektekilerin böyle bir projenin karar sürecini ne kadar ciddîye aldıklarını ve ne çok detayı göz önünde bulundurduklarını anlayacaksınız. Çaka’da, denize sıfır konumda bulunan bu iki ufak bina işlevsel bir okul hâline getirilmese dahi, HiM bu binanın genelin kullanımına açık bir eğitim mekânı olarak dönüştürülmesini istiyor. İhtimaller arasında halk eğitim merkezinden, çocuklar için yaz kampları düzenlenebilecek bir ortama, deniz sporlarının sağlandığı bir tesisten dinlenme tesisine fikirler var. Ancak HiM üyeleri İstanbul’daki ofislerinden bilmedikleri ve tanımadıkları bir yer hakkında karar vermeyi doğru bulmuyorlar. Herhangi bir plan oluşturmadan önce, Çaka hakkında edinebildikleri tüm bilgileri edinmek, Çakalı insanları tanıyıp, Çaka’ya özgü ihtiyaçları öğrenmek istiyorlar. Bu amaçla internet üzerinden bulabildikleri Çakalılara ulaşmaya çalışmışlar ve birkaç yardımsever insandan cevap dahi almışlar. Ayrıca HiM, Çaka ile ilgili bir bilgilendirme gazetesi çıkarmış ve hem köyde, hem de sanal ortamda bu gazeteyi dolaşıma geçirmiş. Katılımcı felsefesi bu gazete ile de öne çıkan HiM, gazetenin okurlarına Çaka ile ilgili önerilerini iletmeleri için de ortam oluşturuyor. Tüm bu çalışmaların sonucunda proje kararları sonlandığında ve sponsorluk ve fon arayışı tamamlandığında, Çaka projesini de önümüzdeki yaza tamamlamayı hedefliyorlar.

 

 

HERKES İÇİN TAKSİM

 

Herkes İçin Mimarlık’ın tek ilgi alanı kullanılmayan köy okullarını işlevsel hâle getirmek değil, mimarlığı pek çok alanda kamu yararını gözeten, katılımcı bir araç haline getirmek.

 

Geçtiğimiz yaklaşık bir sene içerisinde Taksim Gezi Parkı’nda düzenlenen haftasonu şenliklerine katılmış veya bu şenliklerden haberdar olmuşsunuzdur belki. Aşağı yukarı iki haftada bir düzenledikleri bu şenliklerle HiM, İstanbul Belediyesi’nin Taksim Meydanı Yayalaştırma Projesi kapsamında, İstanbul’da insanların açık havada vakit geçirebilecekleri nadir kalmış yerlerden biri olan Gezi Parkı’nın, ağaçların ve bankların yıkılarak yerine 1940 yılında yıkımına ve yerine park inşasına karar verilmiş Topçu Kışlası’nı yeniden inşa etmeye karar vermesine, ve bu kararın halka danışılmadan ve haber verilmeden alınmasına tepki çekmek istiyor. Şenlikler, Gezi Parkı gibi açık ve kamuya ait alanların halk tarafından ne gibi şekillerde istifade edilebileceğini örneklendirmeye yararken, diğer yandan da insanları belediyenin Kentsel Tasarım Projesi’nden haberdar etmiş oluyor. Sanatçıların ve müzisyenlerin de yoğun ilgi gösterdiği şenliklere şu âna kadar yaklaşık 2 bin kişinin katıldığı düşünülüyor. 

 

Şenliğe ilave olarak, 13 Ekim – 12 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilen İstanbul Tasarım Bienali’nin İstanbul Modern’deki Musibet adlı sergisinde Taksim projesi ile ilgili bir enstalasyonları da var. “Söz” isimli enstalasyonda gerçekte yaşanmış olan ve halkın dışarıda bırakıldığı karar sürecine alternatif olarak, katılımcı bir karar sürecinin simülasyonunu yaratmışlar. Bu amaçla Paralel isimli, paralel evrenden haberler veren bir gazete oluşturulmuş ve bu gazetede Taksim projesinin oluşturulma sürecindeki gelişmelere ve belediye tarafından verilen demeçlere alternatif gelişmeler ve demeçler haber edilmiş. Projeyi haber etmiş gerçek gazetelerin de bulunduğu enstalasyonda, izleyicilere gerçekle paralel evreni karşılaştırma ve konuya dair kendi kararlarını oluşturma imkanı yaratılıyor. Enstalasyonda aynı zamanda bir faks makinesi var ve bu makineden Twitter üzerinden #taksimsenin hashtag’i ile yazılan tüm tweet’ler çıkıyor.