Bantmag

KONTROL EDİLEMEYEN DURUMLAR, BU DURUMLARA KAPILAN İNSANLAR. İNSANLIKTAN ÇIKARILAN İNSANLAR… RAÚL GONZALEZ’İN İŞLERİNDEKİ ENDİŞE VE ŞİDDET YAŞADIĞIMIZ DÜNYANIN SAHİDEN BİR SABİTİ.

 

Meksika ve Teksas arasında mekik dokuyarak, mastürbasyon yapmanın şeytanî bir eylem olduğunun anlatıldığı dersliklerde kafasını çizgi romanlara gömerek geçen bir çocukluk birikiminin ardından Boston’a yerleşen Raúl Gonzalez’in hak mücadelesi, kendine özgü karakterler yaratırken hem estetik hem de içerik anlamında yoğun olarak geçmişin izlerinden besleniyor. Bu yüzden bakmaya doyamadığımız bu işlerin, içinde büyüdüğü şehri bugün tanımakta zorlanan, kapısının önündeki köpeği insanlardan daha çok sevmeye meyilli olan herkesle rahatça ilişki kurabileceğini düşünüyor, Gonzalez’den yaratım dünyasına dair yanıtlar talep ediyoruz. 

 

Birazcık geçmişinden bahsedebilir misin?

Küçükken özgürce sınırdan geçerek Juaritos Lindo’ya (Meksika’nın Chihuahua eyaletinde bir bölge adı) giderdik. Büyükannemle büyükbabam pazarcıydılar. Uçsuz bucaksız pazar alanında teyzem ve dayımlar birkaç tezgâha birden bakıyordu. Kurbağalar şakıyor, köşede adamlar kadın pazarlıyordu. El Paso’ya doğru geri köprüyü geçerken arabamızın dışında sıvışma peşinde olan insanlar, çiklet satan küçük çocuklar, ağızlarından altın rengi alevler çıkaran ve yüzleri yanık içinde adamlar ve çocuklarını vücutlarına sarmalamış, dilencilik yapan yaşlı Tarahumara kadınları vardı.  

 

Kuzenim Qui Que bir keresinde bana; “Primo, Amerika nasıl bir yer?” diye sordu. Akıl almaz derecede zengin insanlardan oluşan, büyük ihtimalle kral olabileceğini düşündüğü bir dünya hayal ediyordu.

 

Sanat üzerine eğitim aldın mı?  

Okulu hiçbir zaman sevmedim. Babam çok zor bir çocukluk geçirmiş. Bu yüzden başından beri benim en iyi eğitimi almam gerektiğine takıktı. Her geçen yıl beni yollayacak daha iyi bir okul öğreniyor ve pek birikimimiz olmamasına rağmen olan parasını, beni akademik açıdan üstün yetenekleri olanların gittiği, dinî eğitim veren, tımarhaneyi andıran (Zaragoza’daki gibi) ve mastürbasyonun şeytan işi olduğuna dair derslerin anlatıldığı okullara yatırdı. Bu kasırgaları atlattıktan sonra artık canıma tak etmiş ve ne pahasına olursa olsun bu işi kendi başıma halledeceğime dair ant içmiştim. Neyse ki bu okullar beni kaçış bölgesi olarak gördüğüm çizgi roman dünyasına yöneltti; çizimlere ve bu çizimleri yapan sanatçılarla kafayı bozdum. Onları taklit etmeye ve onlardan birçok şey öğrenmeye başladım. Ardından işlerimi toplantılarda paylaşır oldum ve bu sayede profesyonel hayalperestlerle tanıştım.

 

Birşeyler çizmek, boyamak ve yaratmak üzerine en eski anıların neler?

Çizmeyi öğrendiğim ilk karakter Garfield’dı. Onu kaç kere çizdiğimi bilemiyorum. Başladığım yeni okullarda buzları eritmek için Garfield çizimlerini kullanırdım. Detaylara karşı takıntılıydım, bu yüzden tek bir çizimi tamamlamak haftalarımı alıyordu. Kocaman siyah alanlar 0.01 teknik kalemlerle doldurulurdu. O çizimlere baktığımda onları nasıl yaptığımı ben bile tahayyül edemiyorum. Evleneceğim kadın Elaine Bay ile tanıştığımda işlerim sanatla cebelleşiyordu. Bu 20 sene önce oluyor. O günden sonra her şey bir şekilde onun etkisi altında ya da onun rehberliğinde gerçekleşti.

 

İşlerini insanlara nasıl anlatıyorsun?

İşlerim içinde yaşadığımız hem Amerikalı, hem de Meksikalı olan kültürüm birer yansıması. Burası aynı anda hem mutlu, hem trajik, hem huzurlu, hem de vahşî. İşlerim tezatlarla dolu ve onları benim yaratıyor olmama rağmen beni bile zaman zaman şaşırtıyorlar. Kontrol edemedikleri durumlara kapılan insanlar, sonsuza kadar sürüklenerek her yere ve hiçbir yere giden hayalperestlerle ilgililer.

 

Bazen ağır işkenceler, şiddet, kan ve acı oldukça yoğun hissediliyor. Tüm bunlar nereden geliyor?

İşlerim, insan grupları insanlıktan çıkarıldığında neler olabileceğine odaklanıyor. Pelt serisi, insanlıktan çıkarıldıklarından ötürü, hafızalarımızdan tamamen yok olmadan önce, en ufak bir suçluluk ya da ehemmiyet gözetmeksizin işkence edilip, aşağılanabilecek olan Kızılderililerle ilgiliydi. Yaşadığımız ülkede Meksikalıları ve Müslümanları canavarlaştırmaya ve insanlıktan çıkartmaya yönelik kararlaştırılmış ortak bir çaba var. Belli insan toplulukları tam olarak insan değiller ve toplumun bir parçası olamazlar gibi hissettirilmeye zorlanıyor. İşlerimde şiddet var çünkü şiddet yaşadığımız dünyanın bir sabiti. Küçük bir çocukken âşık olduğum şehir 10 yıl içinde dünyanın bir numaralı cinayet kentine dönüştü. Birlikte büyüdüğüm insanlar, ölümün genel bir gider olduğu ve iş alanlarının imalathanelerdeki kölelikle ölümüne uyuşturucu ticareti arasında değişiklik gösterdiği bir yerde yaşıyor. İşlerim, kahramanlık ve şiddet meselelerini, daha detaylı bir deyişle, bunların Japon baskıları, Goya baskıları, erken dönem Amerikan işleri ve çizgi romanlarda ele alınışını keşfetmekle ilgileniyor.

 

Çizimlerindeki karakterleri nasıl geliştiriyorsun?

Karakterler, tanıdığım insanların, sokaklarda gözlemlediğim insanların, çizgi romanlarda gördüğüm karakterlerin ve hayal gücümün birleşiminden oluşuyor. Bazen bütün bir kültürün vekilliğini yapan karakterler yaratıyorum. Pelt ve Tranquilandia serileri için çizdiğim Kızılderili ve Meksikalıların hepsi birkaç kostüm değişikliği dışında birbirinin aynılar.

 

Kahve lekeleriyle sık sık çalışıyorsun. Bu alışkanlığı nasıl kazandın?

Stil ve yaklaşım anlamında birbiriyle bağlantılı olan işler yaratmaya çalışıyorum. İnsanlar işlerimi daha önceden görmüş gibi hissettiklerini ya da irdelediği konulara rağmen onlarla karşı karşıya gelince kendilerini rahat hissettiklerini söyleyince hoşuma gidiyor. Çizimleri eski çizgi film ve illüstrasyon teknikleri kullanarak yapıyorum ve ardından çay ve kahve lekeleri katarak onlara nostaljik bir tat katıyorum. Detayları işliyor ve bazı yerleri kibritle ya da fırınla yakıyorum. Her şey katılımcıların, resmin öznelerine ve hissiyatına doğru olan yolculuklarını daha doğru kılmaya çabalarken ortaya çıkıyor.

 

Çalışma rutinlerin nasıl?

Gün içinde çalışma rutinlerim oldukça düzensiz. Eskiden kafamda işlerim dışında hiçbir şey olmazdı, tek düşündüğüm onlardı. İki buçuk yıl önce ise eşim ve ben küçük oğlumuz Raúl El Gonzales IV’ü dünyaya getirdik. Şimdi bize yolu o gösteriyor. Onunla ilgili geçirmediğimiz her dakika işlerimle ilgileniyorum. Artık daha kendi kendine takılabildiği için, parkta oynarken ya da tren masasında şehirlere zarar verirken çizim yapabiliyorum.

 

Senin için tüm zamanların en iyi çizgi filmleri ve çizgi romanları neler?

Çok fazlalar ama daima Temel Reis listemin sırasına yükselmeyi başarıyor. Temel Reis’in gücü ve olağanüstü soyut suratı her zaman bir ilham kaynağı olacak. Onun dışında, Moebius, Chester Brown, Cantinflas, The Hernandez Bros, Studio Ghibli, Jack Kirby ve Steve Ditko, Kamandi the Last Boy on Earth, Taiyo Matsumoto’nun çizgileri ve Osamu Tezuka diğer isimler arasında. Frank King, Roy Crane ve daha niceleri.

 

İnsanların işlerinde neler görmesini istiyorsun?

İşlerimi insanlarla paylaşmayı çok seviyorum. İnsanların işlerimi nasıl algıladığından çok, hâlâ bir şeyleri anlamaya çalışma evresinde olanlara yol göstermekle daha ilgili olduğumu söyleyebilirim. Sanatın birçok farklı yoruma elverişli olması çok hoşuma gidiyor.

 

Eğitimci olarak çalışmaya ne zaman başladın? Sanırım özellikle de çocuklarla çalışmalar yürüttüğün projelere dâhil oluyorsun. Çocuklarla olmak neden güzel?

Boston’a gelir gelmez (11 yıl önce oluyor) eğitimcilik hayatıma başladım. Bunu sevmemin sebebi paylaşmak kadar öğrenmekle de ilgili olması. Çocuklar inanılmazlar çünkü korkusuz ve kendileri gibi olmaya teşvik edildiklerinde yeteneklerini çok hızlı bir şekilde geliştiriyorlar ve bu hayran olunası bir durum. Paylaşım, sevgi ve yaratım anlamında çocuklardan öğrenilecek çok şey var.

 

İnternet sitendeki tişörtlerde yazan “Mojados Unidos” ne anlama geliyor? Nereden çıktı? Anlatabilir misin?

Mojados Unidos benim bir araya getirdiğim bir söz dizisi. “United Wetbacks” (Birleşmiş Meksikalı Göçmenler) anlamına geliyor. Dünyanın her köşesinden insanın bir araya gelerek oluşturduğu bu ülkeyi anlatmak ve buradaki nefret dolu insanlar tarafından zalimce cezalandırılan tüm kardeşlerle omuz omuza durmak için kullanıyorum bu sözü.

 

Şu an ne üzerinde çalışmaktasın?

Bir restoranın iç tasarımından, duvar projelerine, önümüzdeki ekim ayında New Hampshire Museum Of Art’ta açacağım sergiden, 2014’te çocuklar için arkadaşım Cathy Camper ile birlikte hazırlayacağım, beni inanılmaz heyecanlandıran grafik roman serisine çok fazla şey var. Serinin ismi Lowriders in Space ve Chronicle Books tarafından yayımlanacak.

 

Önümüzdeki ay bu sayfalarda kimin olmasını isterdin?

Yassy Goldie’nin hiciv sanatına bayılıyorum.

 

*Tüm imajlar Raúl Gonzalez III ve Carroll and Sons Gallery’nin izniyle kullanılmıştır.