GİZLİ ZEVKLER
YAZI RYAN ABBOT - ÇEVİRİ TURKUAZ BENLİOĞLU
PEK BİLİNMEDİK GRUPLARIN DESTEKÇİSİ, FACEBOOK JENERASYONUNU JOHN PEEL’I… RYAN ABBOT, “I AM THE PROGRAMMER” PODCAST’İNİN ARKASINDAKİ ADAM VE BÜYÜK SIRRINI AÇIKLIYOR…
Indie müziği kendi "mahremi" olarak gören birçok kişi, bir sanatçıyı çok başarılı olunca eleştirmeye başlayabilir. Benim de evrensel bir şarkıyı, hak ettiği değeri vermek için "fazla indie" bulduğum zamanlar olmuş olabilir.
2003'te, Stellarstarr'ı izlemek için Atlanta'ya gittim. Çaldıkları kulüp dolmuştu ama nedense en fazla 10 ila 30 kişi izliyordu. İkinci grup Ambulance LTD'ydi ve beni tanıyanlar bilir; ilk albümü tüm zamanların en iyi 20 albüm listemdedir. İlk çıkan açılış grubunun cazibeli bir etkisi vardı ve dinleyicinin dikkatini çekmeyi başardı. Adları The Killers'tı. Ben ve birkaç kişi daha sahnenin önünde durup, pek çok insanın tanık olmak için sağ kolunu vereceği bir şeyi; muhteşem bir şeyi seyrettik. Çaldıkları 6 şarkı hayat doluydu. Asıl saygı duyduğumsa, erkenden oraya gelecek kadar önemseyen üç beş kişiye çalmalarıydı. İroni şurada: aslında albümlerini dinlemem, hattâ hiç hoşlanmadığım şarkıları var. Yalnız, o anki duruşlarını göz önüne getirdikçe, zaman içinde onları sever oldum. "All These Things That I've Done" şarkısı gizli zevklerimden biri oldu. Müzik oldukça oturaklı, sözleri ise ilham verici. The Church Of Jesus Christ of Latter-day Saints'in hırslı üyelerinden Brandon Flowers, bu şarkının tanrı ve "nasıl daha iyi biri olabileceği" hakkında olduğuna şüphe bırakmıyor. Benim için, kim olursa olsun, inandığı şeye sadık olan herkes takdire şayandır. Şarkı aynı zamanda birçok olumlu, kişisel noktaya da bağlanıyor; aklımın nerede olduğuna göre değişiklik gösteren noktalara… Mesela şarkıyı arabada dinlediğimde "I Am The Programmer"ı ve bir birey olarak ne kadar çok şey öğrenip yol kat ettiğimi ama hâlâ asıl istediğim yere gelemediğimi düşünüyorum. Aynı zamanda aklıma hiç tanışma fırsatım olmayan bazı insanlar; beni yalnızlığı düşünmekten kurtaran insanlar geliyor. Koşuya, bisiklete binmeye veya yürüyüşe çıktığımda, şarkı bana sporun üzerimde ne kadar olumlu etkisi olduğunu yalnız hâlâ yeterince üzerine gitmediğimi hatırlatıyor. Son olarak, daha az bencil ve daha anlamlı bir şey, nakarat "I have a soul but I'm not a soldier" (Bir ruha sahibim ama asker değilim) diye başlayıp sizi korkularınızdan kurtaracak âna doğru yükseldiğinde, gözyaşları içinde "Çok daha iyi biri olabilirdim" diyorum. Bu şarkıdan hiç bu kadar detaylı bahsetmemiştim. Bunun gizli olması gereken bir zevk olduğunu düşünmemiştim bile, ta ki insanların aptalca sorularını duymak yerine kulaklığımda bu şarkıyı dinlediğimi fark edene kadar. Bir anda yükselen bu grup elbette sert eleştiriler alacak, ama bunlar pekâlâ gereksiz.