Bantmag

YÖNTEMLER VE AKTÖRLER

Finansal spekülasyonun en ilginç âletlerinden biri de Credit Default Swap (CDS) denilen “varlıklar”. Aslında bu yönteme “risk pazarlamak” deniyor. 1990'lı yıllarda finansal kısıtlamaların kaldırılması sonrası uydurulan bu kumara göre ( ilk CDS satışını 1994 yılında, henüz 25 yaşında olan Blythe Masters adlı bir banka yöneticisi gerçekleştirdi, Masters şu anki küresel krizin de en önemli yaratıcılarından) bir finansal kuruluş, mesela bir banka (A), bir işletmeye, mesela bir emlak şirketine (B) verdiği borcun riskini başka bir firmadan, mesela yine bir bankadan (C) “satın alıyor”. Ortada el değiştiren bir para yok. Ama CDS'yi satın alan firma (A), CDS'yi satan firmaya (C) her sene prim ödüyor. Borç verilen paranın yüzde 2 oranıyla başlayan prim, risk arttıkça artıyor. Riski, yani CDS'yi satan firma (C) primleri topluyor. Eğer ilk başta borcu alan emlak firması (B) batarsa, kredi yükünü CDS'yi satan firma (C) ödüyor. Ancak sıkı durun: 1- Kimseye kredi vermemiş olsa da, finansal kuruluşlar CDS satın alabiliyor. 2- Devletlerin verdiği borçların riskleri de son zamanlarda CDS formatında satılabiliyor. 3- Yunanistan'a hiç para yatırmamış bir finansal kuruluş, CDS alarak prim ödüyor, ancak Yunanistan battığında sanki Yunanistan'a kredi vermiş gibi batıştan para talep edebiliyor! Bu kumar sonucunda, riskli durumlarda hem asıl borç (Yunanistan devletinin borcu) hem de CDS'nin primi (kumara katılan banka ve finansal kurumların ödeyeceği tutar) hızla tırmanıyor. Ortada verilecek kredi kalmıyor, bazı şirketler krediyi alan firmanın (yani Yunanistan'ın) batmasını istiyor. İşte böylece Fransız bankalarının parasının yüzde 40'ı küçük bir ülke ekonomisine saçılıyor.

 

Kumarın risklerinin kendilerini bile tehlikeye attığını gören TROIKA, Yunanistan’ın borcunda yüzde 52 indirime gitti. Ama kumar devam ediyor. Kumarın krupiyeleri de tanıdık yüzler. Yunanistan'ın kamu borcunu saklayan, böylece Alman bankalarının Yunanistan'a çullanmasına neden olan ve sonra AMB'ye terfi eden Papademos'un yanınaki en büyük ortak, kredi notlandırma kuruluşu Goldmann Sachs'tı. Kuruluşun Avrupa ofisinin başında Mario Draghi bulunuyordu. Draghi, İtalya'da benzer bir saklı borçlanma stokunu İtalya Merkez Bankası'nın başındayken gerçekleştirdikten sonra 2011 yılında Avrupa Merkez Bankası Başkanı olarak atandı. Onun Goldmann Sachs'teki ortağı Mario Monti ise 1995-2004 yılları arasında Avrupa Komisyonu'nun rekabetten sorumlu üyesiydi. O dönemde Alman Bankaları üzerindeki denetimleri kaldırarak kredi kumarının yolunu açtı. Geçtiğimiz sene ise batmasında büyük rol oynadığı İtalyan ekonomisini kurtarmak için İtalya Başbakanı olarak atandı.  (Devam -->)