Bantmag

Bu yazı, İngilizce orijinalinden çevrilmiştir.

 

ASLINDA BU, “90'LARIN VURUP KAÇANLARI” TARZI, VH1'DA YAYINLANACAK HARİKA BİR İÇERİK OLABİLİRDİ. EEE, YA DA OLMAZDI. BUNA RAĞMEN, KARŞILAŞACAĞINIZ LİSTE, KUŞKUSUZ EKSANTRİK BİR CANNES LINE-UP'I...

 

Altın Kamera ödülü, nam-ı diğer Caméra d'Or, yönetmenlerin sinemalarda gösterilmek üzere, 60 dakika ve üzeri uzunlukta çektiği ilk kurmaca, belgesel ya da animasyon filmlerine, Cannes'da verilen ödülün adı. Ödül 1978 yılında, kendisinin genel yönetmen olarak atandığı o yıl “Belirli Bir Bakış” bölümünü de ilk kez ortaya çıkaran Gilles Jacob tarafından yaratılmış. 20 ve üzerinde filmin oluşturduğu liste her yıl, rezil, sürpriz bir biçimde iyi ya da “Allah aşkına bu adamın burada ne işi var” dedirten yönetmenlerin ilk filmleriyle dolu... Ve bu yazı kendiliğinden bir Cannes tanıtımına dönüşmeden, Caméra d'Or sahipleri arasından seçtiğim çok özel bir toplamayla devam etmek istiyorum (Ve kulağa biraz dangalakça gelme ihtimaline karşı açıklamakta fayda var, listenin çoğunluğu epey tanındık isimlerden oluşuyor. Daha az bilinenleri akademik çevreler tartışsın. Unutmayın çocuklar, VH1'da yayınlanabilecek bir liste yapmaya çalışıyoruz burada).

 

 

STRANGER THAN PARADISE (1984)

Altın Kamera Sahibi: Jim Jarmusch

Eğer Paul Auster örnek bir New York yazarıysa –Woody Allen'ın son yıllarda dümeni Avrupa'ya kırmasını da hesaba katarak– Jim Jarmusch'un da örnek bir New York yönetmeni olduğunu söyleyebiliriz. Hal Hartley ve Todd Solondz gibi isimlerle birlikte, Amerikan bağımsız sinemasının taçsız kralları arasında olan Jim Jarmusch, belki de ilk olarak Cannes'da keşfedildi. İlk filmi Permament Vacation'ın eleştirel anlamda başarısız olması ve ticarî gösterime girmemesinin ardından, ikinci filmi Stranger Than Paradise'ı çeken Jarmusch ilk gerçek çıkışını da bu filmle yaptı. Jarmusch keskin bir zekâya sahip bu yol filminin çekimini yalnızca 125 bin dolara mal ederek, kendinden sonra gelen bağımsız filmlere de akılcı bir kanal açtı. O zamandan bu yana Jarmusch, Down by Law, Night on Earth, Dead Man, Ghost Dog: The Way of the Samurai, Coffee and Cigarettes gibi sevilen filmlere ve daha yakın tarihli Broken Flowers ve Limits of Control gibi başarılı filmlere imza attı. Şu sıralardaysa Tilda Swinton, John Hurt ve Mia Wasikowska ile birlikte yeni filmi Only Lovers Alive adlı yeni filmini çekmekte. Aynı zamanda The Stooges ile ilgili bir belgesel ve Nikola Tesla ile ilgili, yazarları arasında bulunduğu sıradışı bir operanın hazırlıkları içinde.

 

 

SALAAM BOMBAY! (1988)

Altın Kamera Sahibi: Mira Nair

Hint sinemasının yetenekli isimlerinden Mira Nair, yalnızca doğunun Nora Ephron'u değil, aynı zamanda Harvard mezunu, Altın Kamera sahibi ve Oscar adayı saygıdeğer bir yönetmen. Uzun süredir New York'ta yaşayan Nair, Cannes'da ilk filmi Salaam Bombay! ile yakaladığı çıkışın ardından, Mississippi Masala, Venedik Film Festivali'nde Altın Aslan ödülü getiren Monsoon Wedding ve Namesake'i çekti ve geniş bütçeli Hollywood prodüksiyonları Vanity Fair ve Amelia'ya da imzasını attı.

 

 

MAC (1992)

Altın Kamera Sahibi: John Turturro

Jarmusch için Tom Waits neyse, Spike Lee için de John Turturro o… Gerçek bir tiyatrocu ve hakikî bir Brooklynli olan Turturro, Lee'nin filmlerinde herhangi bir aktörden çok daha fazla sayıda rol aldı. Lee'nin Do The Right Thing'inde canlandırdığı sarsak bir ırkçı olan Pino karakterinin de Turturro'nun hayatını değiştiren bir iş olduğunu söylemek yanlış olmaz. Oyunculuk kariyerinin yanısıra Turturro birkaç ödüllü filmin de yönetmeni aynı zamanda. Cannes'da Altın Kamera ödülüne layık görüldüğü ilk yönetmenlik deneyimi Mac'i takip eden yıllarda yönetmen Turturro, yine Cannes'da Altın Palmiye adayı olan ve Turturro'nun oyuncu eşi ve iki çocuğunun annesi Katherine Borowitz'in başrolünü oynadığı Illuminata, kalabalık bir oyuncu kadrosunu bir araya getirdiği eğlenceli müzikal Romance & Cigarettes ve bizde iki yıl önce İstanbul Film Festivali'nde seyirci karşısına çıkan Passione gibi işleriyle yönetmenlik kariyerini sürdürdü. Şu sıralarda ise yeni filmi Fading Gigolo'nun hazırlıkları devam etmekte.

 

 

WHITE BALLOON (1995)

Altın Kamera Sahibi: Jafar Panahi

Yeni gerçekçi İranlı yönetmen Jafar Panahi, Altın Kamera ödülünü 1995'te White Ballon filmiyle kazandı ancak yönetmenin Cannes'da kazandığı ödül, bunla sınırlı değil. Sonraki yıllarda iki FIPRESCI ödülünün de sahibi olan Panahi, kariyerine Altın Ayı, Altın Lale gibi ödülleri katarak ilerlerken ve UNICEF, Uluslararası Af Örgütü gibi kuruluşlardan ödüller kazanırken, Cannes'da da 2003 yılında Crimson Gold filmiyle Belirli Bir Bakış bölümünden en iyi film unvanıyla ayrıldı. Seyircisinin tüm insanî duygularını ayağa kaldıran Panahi, filmleriyle İranlı kadınların uğradığı eşitsizlik ve haksızlıkları da daima gözler önüne sermekten çekinmedi. 20 Aralık 2010'da İran hükümeti tarafından altı yıllık hapis cezasına çarptırılan ve 20 yıl süresince film yazma, çekme ve İranlı ya da yabancı bir medya organına herhangi bir röportaj verme gibi hakları elinden alınan Panahi, geçtiğimiz yıl This Is Not A Film adlı, kendi evinde, yalnızca kameranın kaydını açıp kapayarak çektiği sıradışı belgeseliyle karşımıza çıktı.

 

 

ME AND YOU AND EVERYONE WE KNOW (2005)

Altın Kamera Sahibi: Miranda July

Miranda July'nin 2005'te ilk uzun metrajlı filmiyle kazandığı Altın Kamera'yı, Sri Lankalı yönetmen Vimukthi Jayasundara'nin The Forsaken Land'iyle paylaştığını bir not olarak düşmek zorundayız.

Gerçek adı Miranda Jennifer Grossinger olan ve soyisim olarak July'ı kullanan yönetmen, söylenene göre, 23 yaşından beri hiçbir standart, günlük işte çalışmıyor. Ancak o zamandan, bol ödüllü ilk filmiyle Altın Kamera'ya uzandığı zamana dek geçen sürede çok sayıda kitabı yayınlandı, çeşitli performanslara ve videolara imza attı ve hattâ bir LP'nin prodüktörlüğünü dahi üstlendi. Üstün yeteneklerle donatılmış başarılı bir sanatçı olan July, aradan geçen sürede altı kitap daha yayınlayıp, iki albüm ve iki EP çıkardı, sayısız kısa filme imza attı ve son olarak Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı için yarışan, ikinci uzun metrajlı filmi The Future'ı çekti.

 

 

HUNGER (2008)

Altın Kamera Sahibi: Steve McQueen

Coolluk timsali olarak tanımlanan aynı adlı efsane aktörle karıştırılma olasılığına karşın hatırlatmak gerek, mevzubahis isim, 1999 yılında Turner ödülünü kazanan ve o zamandan bu yana bağımsız sanat sahnesinin tanınan isimlerinden biri olmaya devam eden İngiliz yönetmen ve sanatçı Steve McQueen. Dünya çapında başarı, takdir ve ödüle boğulan, Altın Kamera sahibi ilk filmi Hunger'ı takip eden süreçte McQueen, geçtiğimiz yıl ikinci kez actor du jour Michael Fassbender'ı başrole taşıyan filmi Shame ile karşımıza çıktı. McQueen bugünlerde, yine Fassbender'in rol aldığı yeni filmi Two Years A Slave'in üzerinde çalışıyor. Her ne kadar McQueen’in estetik anlayışına söylecek hiçbir sözüm olmasa da, son filmi Shame, Bret Easton Ellis’in American Psycho’sunun film uyarlamasını seyredip seyretmediğini sorgulamama sebep oluyor. Birkaç başka sorguladığım konu daha var ama onların yeri değil burası.