Bantmag

MİRAY KURTULUŞ VE TAN TUNÇAĞ İKİLİSİNDEN OLUŞAN MİRA, EVE DÖNMELİYİM ADLI İLK ALBÜMÜNÜ 2008 YILINDA YAYINLAMIŞTI. ARADAN GEÇEN DÖRT SENE İÇERİSİNDE DİĞER MÜZİKAL PROJELERİNE ODAKLANAN İKİLİ, İKİNCİ ALBÜMLERİ AYDA KAHVALTI İLE TEKRAR KARŞIMIZDA.

 

 

Eve dönmeliyim adlı ilk albümünüzü yayınlamanızdan bu yana dört yıl geçmiş. Bu arada neler olup bitti Mira cephesinde?

Miray: İlk albümle bu albüm arasında dört yıl olmasının sebebi, diğer gruplarımızla meşgul olmamızdan kaynaklanıyor. Ben ilk Mira albümünden sonra çok uzun zamandır çıkarmaya çalıştığımız Nada albümü üzerine yoğunlaştım. Nada benim Selen Hünerli ile birlikte kurduğum bir çocukluk hayaliydi. 2011 Şubat ayında Nada’nın ilk albümü Oda çıktı. Tan’la ise son iki yıldır yaptığımız parçaları bir araya toplayarak Ayda Kahvaltı’yı çıkartmaya karar verdik.

Tan: Ben de bu dört yılın büyük bir kısmını Portecho’nun ikinci albüm çalışmalarıyla geçirdim. Studio Plastico 2009’un şubat ayında çıktı. Bir gün Miray’la yeni albüm yapsak mı acaba diye konuştuk. Miray, “Tamam” dedi, yeni şarkılar yapmaya başladık. Ne müzik yapmak ne de albüm çıkartmakla ilgili kendimizi sıkmadık, acele etmedik. Her şeyin akışında ilerlemesini istedik. Aradan dört yıl geçti. 10 şarkıyı bir araya topladığımız anda da bu albümü basmaya karar verdik. Yakın zamanda da plak şirketimiz WePlay’le tanıştık ve birlikte çalışmaya karar verdik. Son şarkımızı daha iki ay önce yaptık. Bu şarkı hattâ bir sonraki albümün de nasıl bir yöne gideceğiyle ilgili fikir veriyor. Albümdeki son parça “Güz”.

 

İkiniz de Mira dışında farklı projeler altında müzik yapmaya devam ediyorsunuz? Mira olarak yola koyulmanız nasıl gerçekleşti? Diğer müzikal projeleriniz arasında Mira’nın yeri ne sizin için?

Tan: Biz Miray’la Myspace üzerinden tanıştık. Birbirimizin müziklerini çok beğeniyorduk ve birlikte müzik yapmayı denemek istiyorduk. İlk şarkımızı, aynı zamanda ilk albüme adını veren “Eve Dönmeliyim”i yaptık. Birlikte çalışmak ve bu çalışmanın sonucunda ortaya çıkan müzik bizi heyecanlandırdı. Bu şekilde ilk albümümüzü yaptık.

Miray: Nada ve Portecho, Mira’dan çok uzak müzikler olmasa da çok farklılar. Mira’da bir kadın ve bir erkek var farklı olarak ve bu durumun getirdiği farklı bir his var gibi geliyor. Mira’da tek başıma şarkı sözü yazıyorum, bunun getirdiği bir kişisellik ve yalnızlık da var.

 

Şarkı yazma süreciniz nasıl ilerliyor? Ortak mı yazıyorsunuz yoksa ayrı ayrı mı ilerliyorsunuz?

Tan: Genelde Miray gitarla birtakım fikirleri oluşturmuş, sözleri ve melodileri yazmış olarak geliyor. Bulduğu fikirleri kaydediyor. Parçanın nasıl olması, nereye gitmesi gerektiğiyle ilgili konuşuyoruz ve ben devreye giriyorum. Aklıma gelen fikirleri çalıyorum, kaydediyorum. Parça geliştikçe yeni fikirler, yeni sözler ekleniyor.

Miray: Benim hep kenarda köşede yazdığım sözler, hikâyeler oluyor şarkıya dönüşmeyi bekleyen. Bazen bir sözden bazen de bir melodiden yola çıkarak yeni birşeyler yazıyorum. Tan’a dinletiyorum. Tan da genelde büyük bir heyecanla yapbozun parçalarını bir araya getirmeye başlıyor. Resim tamamlandıkça heyecan ve merak yerini huzur ve mutluluğa bırakıyor.

 

İkinci albümünüz Ayda Kahvaltı’yı geçtiğimiz günlerde yayınladınız? Albümün adı nereden geliyor? Kapak görseli de çok ilginç bu arada, o kimin çalışması?

Miray: Ayda Kahvaltı aynı zamanda albümün ilk şarkısı...  Bu şarkının nakaratındaki sözler “Ay düşlerden düş, dağlardan geç buluşalım.” Her şeyin, dünyanın ve tüm sıkıntılarımızın ertelendiği, yok sayıldığı bir günün şarkısı. Çakırkeyif bir sabah olarak tanımlayabiliriz; ayaklarımızın yere basmadığı, aklımızın havalarda olduğu, yaşamın ve ânın tadına varabildiğimiz nadir anlardan biri.

Tan: Kapak görselini Deniz Erk yaptı. Kendisi sık sık çalışmaktan büyük keyif aldığımız yetenekli bir dostumuz. Deniz’e albümü verdik ve birşeyler çizerek kapağı tasarlamasını istedik. Albümün adına da, içindeki müziğe de yakışan psikedelik bir kapak istiyorduk. Bize her gün “bugünün tipleri” adı altında çizdiği şeyleri yolladı. Zaten hepsi birbirinden güzel olduğu için hiç müdahale etmedik. Çizimlerini birleştirdi, boyadı ve kapağı oluşturdu.

 

Ayda Kahvaltı albümündeki parçaları oluşturmanız ve albümün kayıt aşaması nasıl geçti?

Tan: Parçaları son iki yılda yaptık. Birçok enstrümanı ve vokalleri benim ev stüdyomda kaydettik. Davulları Deneyevi’nde kaydettik, 123 grubundan Berke Can Özcan çaldı. Bas gitarı Gaipten Sesler’de kaydettik. Gitar ve bas gitarı ben çaldım. Sonrasında yine Gaipten Sesler’de Ulaş Özbiçer ile birlikte albümün miksini yaptım. Mastering de Babajim’de yapıldı.

 

Müzikal olarak sizi en çok neler ve kimler etkiliyor? İkinizin de müzikal olarak hemfikir olduğu ve ayrıldığı noktalar hangisi?

Miray: Genelde müzikal olarak iyi anlaşıyoruz. Yeni müzik arayışlarını seviyoruz. Keşifler yapıp birbirimize dinletmeyi, paylaşmayı seviyoruz. Yolda müzik dinlemeye bayılıyoruz. Ayrıldığımız nokta belki benim biraz daha fazla kadın vokalli müziklere öncelik veriyor olmam olabilir. Bir de Tan’dan daha fazla R&B ve hip hop seviyor olabilirim. Beni müzikal olarak etkileyen heyecanlandıran isimlerse sürekli değişiyor. Son zamanlarda en çok dinlediğim müzikler arasında Warpaint, James Blake, Apparat, Active Child ve Jonathan Wilson’ı sayabilirim.

Tan: Benim için bu her albümde değişiyor. Ayda Kahvaltı’yı yaparken özellikle bol bol, erken dönem David Bowie, erken dönem Pink Floyd, gene erken dönem Doors ve 70’lerin psikedelik gruplarını dinledim. Bunlara Jean Michel Jarre’ın Oxygen albümünü de eklemek lâzım.

 

Konserler sırasında kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Parçaları sahneye uyarlarken albümdeki hallerinden ne gibi farklılıklar oluyor?

Miray: Konserdeyken ayaklarımız yerden kesiliyor. Zaman, sahnedeyken normal hayatın içindeki gibi akmıyor. Sanki bütün konser tek bir anmış gibi bir his oluyor bende. Ertesi sabah uyandığımda kendimi ruhen daha sağlıklı hissediyorum.

Tan: Parçaları sahneye uyarlarken, Mira’ya eşlik eden müzisyenlerin de katkıları oluyor. Bu albümün konserlerinde bize gitarda Arda Erboz, davulda Ulaş Özbiçer eşlik edecek. Onların varlığı tabiî ki sahnede ortaya konan müziği de değiştiriyor. Bunun dışında parçaların albümdeki hâlleri üzerinde oynamaktan keyif alıyoruz. Parçaların trafiğini, düzenlemelerde birtakım şeyleri zamanla değiştirip duruyoruz. Bizim için heyecan verici, dinleyici için de sürprizli olmasını istiyoruz.

 

Önümüzdeki günler için belli olmaya başlayan konserler var mı?

Miray: 15 Temmuz’da 15:30’da One Love Festival’da çalıyoruz.

 

Mira’nın ve sizin gündeminizde neler var şu sıralarda? Planlarınız neler?

Miray: Şu sıralarda Ayda Kahvaltı’nın ilk klibi üzerinde çalışıyoruz. Klibi çektik. Hattâ bu röportajın yayınlandığı zamanlarda, klip de yeni yeni yayına girmeye başlayacaktır.

Tan: Klibi, Milo isimli çok az bulunan, bilgisayarlı dev bir kamera sistemiyle yeşil ekranda çektik. Görüntü yönetmenliğini sevdiğimiz de bir arkadaşımız olan Alp Korfalı yaptı. Bu kez aya çıkıyoruz, kahvaltı etmeye…