Bantmag

İLK ALBÜMÜ KABA SAZ’LA GÖNLÜMÜZÜ FETHEDEN, BOL DANSLI VE RAKILI KONSERLERİYLE, EGE TİTREŞİMLERİNİ FARKLI COĞRAFYALARA TAŞIYAN KIRIKA BİR SÜREDİR HAZIRLIĞINDA OLDUĞU İKİNCİ ALBÜMÜNÜ SONBAHARDA YAYINLIYOR.

 

Şimdilerde Avrupa ve Türkiye’de farklı şehirlerde verdiği konserlerinde yeni albüm şarkılarını da çalan gruba Ayyuka’dan Özgür Yılmaz da gitarist olarak dâhil oldu.

 

Bu yenilikle birlikte Kırıka’nın folk ve zeybek gibi türleri bir araya getirdiği şarkılarında ne gibi sürprizlerle karşılaşacağımız hâlâ merak konusu. Albümü alıp dinlemek için önümüzde bir mevsim daha var ama biz merak ettiklerimizi grup üyelerine sorduk. Anlaşılan yeni albümle birlikte farklı etkileşimler daha iç içe ve Kırıka’nın imzası hâline gelen kimi tınılar daha karakter kazanmış halde karşımıza çıkacak. Tabiî albüm yayınlanana kadar size en yakın yerde gerçekleşecek bir Kırıka konserine gidip, bu çeşitlilikten ve 9 vuruşun getirdiği hareketlilikten ortaya çıkan büyük eğlenceye katılmak yapılabilecek en doğru şey.

 

Yeni albümünüz çok kısa bir süre içinde yayınlanıyor. Öncelikle bu albümün hazırlık sürecini dinleyelim ve albümle ilgili birkaç ipucu alalım sizden.

Orçun Baştürk: İkinci albüm ekimde yayınlanacak. Yaşanan gecikmeler sonucu böyle bir karar aldık. Sonbahar sezonuyla birlikte daha hazır bir şekilde yayınlamak istiyoruz. Üzerinde çok emek verilen bir albüm oluyor. İlk albümde yakalamaya çalıştığımız geleneksel formlarla, çağdaş düzenleme ve icra tekniklerinin etkili bir birleşimi söz konusu. Folk ‘N Beat ve psikedelik zeybek olarak kodladığımız şarkılarımızın yanısıra, çiftetelli, zeybek, ayrıca rebetiko etkileşimli parçalara rastlamak mümkün olacak.

 

Bu albüm öncesinde gruba Ayyuka'dan Özgür Yılmaz'ın katılmasıyla artık Kırıka'da gitar da var. Sizi böyle bir değişiklik yapmaya iten neydi?

Orçun Baştürk: Gitarın müziğimize katılmasını, folk ruhunu desteklemesini hep çok istiyorduk. Özgür, hem yakın arkadaşımız olduğu için hem de folk ruhuna ve yerel müziğe olan yatkınlığından dolayı birlikte çalışma kararı aldık.

Özgür Yılmaz: Aslında ilk albümde de gitar var. Sarp Keskiner çok güzel katkıda bulunmuş Kırıka'nın müziğine. Fakat bu birliktelik canlı performanslara pek yansımamış. Şu an tam zamanlı bir gitaristi var Kırıka'nın. Benim için de çok eğlenceli ve öğretici bir şey Kırıka'da çalmak. Ben önceleri biraz temkinli çalsam da, artık gruptaki diğer arkadaşların teşvikiyle özellikle yeni şarkılarda bolca gitar var. Onlar bana yeter sus diyene kadar çalarım.

 

Peki sizce dinleyiciler için yeni albümle Kaba Saz arasındaki en büyük fark ne olacak?

Orçun Baştürk: Daha derli toplu bir albüm oldu. Yukarıda saydığım folk’n 9 beat ve psikedelik zeybek gibi bizim yarattığımız formların olgunlaşmış icraları mevcut. Bizim hissettiğimiz böyle bir şey en azından. Benzer yönleri de var. Gelişerek yoluna devam eden bir Kırıka dinleyecekler.

 

Geçtiğimiz günlerde Belçika'da Balkan Trafik adlı bir festivalde çaldınız. Konser nasıl geçti? Yöresel bir müzik yapıyor olduğunuz için yurtdışı konserlerinde ne gibi tepkiler alıyorsunuz?

Orçun Baştürk: Süper. Büyük bir festivaldi ve hemen tekrar davet edildik. Yerel müziğimiz, özellikle Kırıka’nın zeybek, kasap havası, çiftetelli, karşılama, tango formundaki parçaları ilgilerini çekiyor. Ritim anlamında da pek çok parçamızda 9 vuruşun olması, saz, cura, bağlamadaki, klarnet, trompet gibi yerel enstrümanları kullanmamız ayrıca hoşlarına gidiyor. Büyük konserimizden sonra Rebetiko Kafe isimli daha küçük bir mekânda çaldık. Rebetiko müziğimizde önemli bir yerde olduğu için böyle dinletiler de gerçekleştirmek mümkün oluyor. Oturarak, daha akustik bir set çaldık. Ek olarak Kırıka’nın hareketli parçalarında insanları birleştirici bir yön olduğu için hep beraber dans ederek, hoşça vakit geçiriyorlar.

 

Grup üyelerinin iki ayrı şehirde yaşıyor olması üretim sürecini nasıl etkiliyor? Kırıka'nın evi olarak İzmir'in bu sürece katkısı nasıl oluyor?

Erdoğan Türksever: Kırıka’nın beste anlamında membaı (Salih Nazım Peker), İzmir’de olduğu için ilk burada şişelere doldurmaya başlıyoruz. Albümün demo kayıtları İzmir’de yapıldı. Düşünce olarak genellikle internet üzerinden çalışıyoruz. Demo kayıtları ve sonraki süreçte kimi zaman İstanbul’daki arkadaşlar İzmir’e geldi, kimi zaman Salih’le ben İstanbul’a gittik, parçaları bir araya getirebilmek için. Grubun bir kısmının İstanbul’da, bir kısmının İzmir’de olması ve her birimizin müzisyenlik haricinde farklı işlere sahip olması zaman zaman organize olabilmek adına işleri kısmen zorlaştırıyor. Bu da tabiî ki kayıt sürecini ister istemez uzatıyor. Ama biz bu şekilden ve sonuçtan memnunuz. Zaten acelemiz de yok.

Orçun Baştürk:  İzmir’in havası, suyu yeter. Prova anlamında zorluklar yaşasak da İzmir ve genel anlamda Ege kültürü müziğimizin mihenk taşıdır diyebiliriz.

 

Kırıka'nın evi İzmir demişken, İzmir'deki Kırıka konserlerinin diğer konserlerden ne gibi farkları var?

Orçun Baştürk: Özellikle son birkaç konser çok coşkulu geçti. Bizi her konserde dinlemeye gelen, pop kültürüne teslim olmamış kemik bir kitle olduğunu gördük.

 

Son olarak, mayıs ayı itibariyle şu an için kesinleşmiş olan konser tarihlerinizi öğrenebilir miyiz?

Orçun Baştürk: 5 Mayıs’ta Peyote Eskişehir’de çalacağız, 18’inde de Fransa’da Clarinettes du Monde’dayız.