Bantmag

TÜRKİYE’Yİ TEMSİLEN EUROVISION’A KATILACAĞI AÇIKLANDIĞINDAN BU YANA ULUSAL BİR MESELE HALİNE GELDİ CAN BONOMO.


Kendisini tanıyan tanımayan herkes onun hakkında mutlaka birkaç söz söylemek zorunda hissetti kendini. Oysa bizce Can Bonomo, oturup birlikte kahve içeceğimiz, saatlerce müzik ve gündelik hayat hakkında sohbet edebileceğimiz genç bir müzisyen... Maalesef kendisi Eurovision macerası peşinde koşturduğu için şu sıralarda, karşılıklı kahve içme fırsatını bulamadık ama yarışmaya günler kala kendisine hayatını yönlendiren müzikler hakkında birkaç soru yönelttik.

 

İlk satın aldığın albüm:

Gwendal - Irish Jig

 

Ömrünün sonuna kadar dinlemekten vazgeçmeyeceğin parça:

The Shins - “Caring is Creepy”

 

Son zamanlarda seni en çok heyecanlandıran müzik havadisi:

The Shins’in beş senedir beklediğim Port of Morrow albümünün çıkması ve yakında yayınlanacak olan Jack White’ın solo albümü...

 

Gittiğin en iyi konser:

Amsterdam’daki Viva Voce konseri

 

Sana suçluluk duygusu veren zevklerin:

Kahve ve sigara.

 

Hayatını değiştiren albümler:

Pete Doherty - Grace / Wastelands

Gossip - Music for men

The Shins - Chutes too Narrow

Babyshambles - Shotter's Nation

Wax Poetic - İstanbul

Sufjan Stevens - Illinois

The Beatles - Help!

 

En sevdiğin albüm kapağı:

En son The Black Keys’in Brothers albümünün kapağı oldu. “This is a black keys album and the name of this album is brothers” tarzı birşey yazıyor sadece üzerinde. Çok eğlenceli buldum fikri.

 

En sevdiğin müzikal kişilik:

Thom Yorke ve James Mercer

 

Yakın zamandaki müzikal projelerin:

Mayısın başlarında bir single çalışmamız olacak. Yılsonuna doğru da yeni bir albüm...

 

Kendi konserlerinden unutamayacağın bir anı:

İstanbul'da sahnenin önlerinde gitar çalıp şarkı söylerken bir kızın çaktırmadan bağcıklarımı çözüp ayakkabımı almaya çalışması... Hiç unutamayacağım herhâlde çünkü neredeyse başarıyordu.

 

En sevdiğin video:

Yeasayer’dan “2080” ilk aklıma gelen…