Bantmag

BU SENE YEDİNCİSİ DÜZENLENEN VE TÜRKİYE'DEKİ DİĞER FİLM FESTİVALLERİ İÇİNDEN TEMASI İTİBARİYLE SIYRILAN ULUSLARARASI İŞÇİ FİLMLERİ FESTİVALİ, 1-7 MAYIS TARİHLERİ ARASINDA İZLEYİCİSİYLE BULUŞUYOR. BU SENE, "ÖZGÜRLÜK EMEK İSTER" SLOGANINI KENDİNE ŞİAR EDİNEN FESTİVAL İSTANBUL, İZMİR, ANKARA VE DİYARBAKIR'DA EŞZAMANLI OLARAK GERÇEKLEŞECEK.

 

Her yıl, ülkemizden ve dünyanın birçok yerinden gelen özgürlük, direniş ve emek hikâyelerini bünyesinde toplayan festivalin programında, bu sene 20’si uluslararası olmak üzere 58 film yer alıyor. Kısa, uzun, kurmaca, belgesel yani film nâmına ne varsa izleyebileceğimiz festivalin zengin programında kaybolmamak için, öne çıkan yapımlara şöyle bir göz atmakta fayda var.

 

Japon işçi edebiyatının önemli yazarlarından Kobayashi Takji'nin romanından, yönetmen So Yamamura tarafında sinemaya uyarlanan ve 20. yüzyılın ilk yarısında Japonya'da bir yengeç işleme gemisinde çalışan işçilerin hikâyesini anlatan Princesas ve Güneşli Pazartesiler / Los lunes al sol'den aşina olduğumuz yönetmen Fernando Leon de Aranoa'nın, göçmen işçilerin yaşamı ve orta sınıfın yoksullaşmasını konu alan filmi Amador ve 1968 İngiltere’sindeki Ford fabrikasında çalışan kadınların, cinsiyete dayalı eşitsizliğe karşı başlattıkları bir grevin hikâyesini anlatan, Takvim Kızları / Calendar Girls ve Aşk Gibi Bir Şey / A Lot Like Love filmlerinden tanıdığımız Nigel Cole imzalı Kadının Fendi / Made in Dagenham, festivalin ilgi göreceği düşünülen filmlerinden.

 

Programdaki yerli filmlerin de aşağı kalır yanının olmadığını belirtmek lâzım. Bundan beş yıl önce Sonbahar filmiyle herkesin gönlünü sessiz ve derinden fetheden Özcan Alper’in son filmi Gelecek Uzun Sürer, Ayten Başer’in yönettiği ve İstanbul Davutpaşa'daki işçi kıyımını anlatan Davutpaşa'nın Külleri ve yaraları daha çok taze olan Van depremi sonrası bölge halkının günlük hayatı ve ayakta kalma mücadelesinin anlatıldığı, Bülent Öztürk imzalı Beklemek, festivalin dinlenmesi gereken hikâyelerinden sadece bir kaçı.

 

Festivalin en heyecanlı taraflarından biri ise, bu yılki konuğu Paul Laverty. Emek ve bağımsızlık mücadeleleri üzerine filmleriyle hepimizin tanıdığı İngiliz yönetmen Ken Loach’un Carla’nın Şarkısı / Carla's Song, İşte Özgür Dünya / It's A Free World, Afilli Delikanlı / Sweet Sixteen ve Özgürlük Rüzgârları / The Wind That Shakes the Barley gibi birbirinden efsane yapımlarının senaryosunda imzası bulunan Laverty’yi bu sene İşçi Filmleri Festivali’nde, bir de dünya gözüyle görmüş olacağız. Festivalin açılış filmi olan Yağmuru Bile / Even the Rain'in de senaristi olan Laverty, 1 Mayıs’ta festival pankartının arkasında Taksim’de yürüyecek. Ayrıca kendisini 3 Mayıs’ta, Beyoğlu SALT’taki işçi sinemasıyla ilgili söyleşide de yakalayabilirsiniz.

 

İstanbul’daki gösterimleri Fransız Kültür Merkezi, SALT Beyoğlu, Beyoğlu Yeşilçam Sineması, Bağlam Yayınları Sinema Salonu, Aynalı Geçit Etkinlik Mekânı, İstanbul Halkevi, Kolektif Kültür Merkezi, Barış Manço Kültür Merkezi, Kazım Koyuncu Kültür Merkezi, Nazım Hikmet Kültür Merkezi ve Kadıköy Halkevi’nde yapılacak olan festival, daha sonra bütün bir yıl boyunca şehir şehir gezecek.

 

Gösterimler ücretsiz, filmler ve program hakkındaki bütün bilgiler de burada: www.iff.org.tr.

Artık sizi kimse durduramaz!