Bantmag

LONDRA 2012: “SPOR, BARIŞ VE KARDEŞİLİĞİN” GİZLEDİKLERİ

 

YAZI NUR GÜRBÜZ

 

DOKSAN GÜN SONRA ÇOĞUNLUĞUN ÇOK SEVDİĞİ SPOR OLAYLARINDAN BİRİ BAŞLIYOR: LONDRA 2012 OLİMPİYATLARI.

 

Olimpiyatların sportmen ruhun temsilcisi masum oyunlardan oluştuğu, yeni yatırım fırsatları ve olimpiyat turizmi ile seçilen şehrin kalkınmasına katkı sağladığı ilk etapta düşünülebilir. Ancak bu güzel etkinliğin ardında düzenleyici kurum Uluslararası Olimpiyat Komitesinin (OIC) de dâhil olduğu bir çok politik oyun, rant mücadeleleri ve dev şirketlerin çıkarları yatıyor.

 

OIC aslında, Pierre de Coubertin tarafından 1894’te kurulan, çatısında 205 ulusal olimpiyat komitesi barındıran dev bir şirket. OIC, her dört yılda bir, hattâ önden başlayan birkaç yıllık hazırlık dönemiyle bu politik ve ekonomik döngüyü besliyor. 2005 yılından günümüze kadar Londra Olimpiyatları için yapılan harcamalar, dile kolay, 7 milyar pound. Ev sahipliğinin açıklanması sonrası hâlihazırdaki altyapı projelerinin de bitirilmesiyle birlikte toplam harcanan miktar 24 milyar poundu geçecek. Bu muazzam para akışı ancak dünyanın en büyük şirketlerinin oyuna dâhil olmasıyla mümkün. Komitenin oluşturduğu “TOP” adlı sponsorluk ağı ise içerisinde Coca-Cola, McDonald’s, Dow Chemicals, Visa, Panasonic gibi dev ‘olimpiyat partnerleri’ var. Londralılar da bir süredir “olimpiyat vergisi” adı altında bu harcamalara destek vermeye zorlanıyor. “En yeşil olimpiyatlar” sloganıyla yola çıkılan Londra Olimpiyatları için yapılan en büyük eleştiriler tabiî ki, BP ve Dow Chemicals (bu dev şirket Hindistan'ın Madhya Pradesh eyaletindeki Bhopal tesisleri civarında 11 bin kişinin zehirlenerek ölmesinden sorumlu) gibi çevreye ve insanoğluna zarar veren iki büyük şirketin oyunların sponsorluğunda başı çekmesine geliyor.

 

Bu ekonomik ve politik tartışmalarının yanında, çok önemli başka bir mesele daha var. Her seçilen şehirde mutlaka yeni bir olimpik kompleks ve yanında irili ufaklı birçok yeni inşaat yatırımına girişilmesi ile başlayan “kentsel dönüşüm” hamleleri. Sonuçsa yok olan yeşil alanlar, evlerinden sürüklenen binlerce insan ve kapanan birçok küçük işletme, nihayetinde de artan işsizlik. Londra’nın 2012 Olimpiyatlarını sahipleneceğinin belli olmasıyla Newham’ın Stratford bölgesi yeni yapılacak olimpik alanın ev sahibi olarak yepyeni bir yatırım alanına döndü. Burada yaşayan halkın ve çalışan işletmecilerin ise sıkıntıları büyük:

 

MUTENALAŞTIRMA OYUNLARI

Bölgede zorla bir “kentsel dönüşüm süreci” ve yanında mutenalaştırma projesi başladı. Newham, Londra’nın ekonomik durumu en kötü ilçelerinden biri. Oyunlar için akan para ise gelişmemiş bir bölgeyi yeni bir rant alanına çevirmek için maharetle kullanılıyor. Böylesine büyük çıkarlar söz konusu olduğunda (Sulukule ve Tarlabaşı örneklerini düşünün) insanların temel hak ve özgürlükleri hemen halının altına süpürülüyor. Avrupa’nın bu yeni ve en büyük inşaat alanında binlerce aile evsiz kalırken, 200’den fazla yerel işletmeye de kilit vuruldu.

 

Daha önce Londra’nın ekonomik olarak en fakir bölgelerinden biri olan Newham’da ev fiyatları olimpiyatların alındığı 2005’ten beri hızla arttı. Artan emlak değerleri nedeniyle kirası devlet yardımıyla ödenen sosyal konutlarda yaşayan yaklaşık 500 “evsiz” aile 300 km uzaklıktaki bir alana gönderiliyorlar. Bir yandan da tüm diğer bölgelere bu evsizleri kabul edip etmeyecekleri soruluyor çünkü ileride en az bin 500 ailenin daha bu durumdan etkilenmesi bekleniyor. Daha önceden inşaatların başlamasıyla evi yıkıldığı için gidenlerle birlikte rakamlar korkunç hâle geliyor. (Ocak ayı itibariyle Londra genelinde, ekonomik durumu iyi olmayan, “evsiz” olarak tanımlanmış ve devlet yardımıyla yaşamaya zorunlu insanlar artık merkezde dahi kendilerine yer bulamayacaklar. Tüm Londra’da sosyal konutlar emlak değerlerindeki artışlar nedeniyle merkez dışına itilecek.)

 

İLÇEYE FAYDA SIFIR

Newham’daki işşizlik oranı son 13 yılın en yüksek değerlerine çıktı, halkın yüzde 14’ü işsiz. Burada küçük işletmelerin yok olmasınınsa rolü büyük. Yani anlayacağınız olimpik yatırımlar yerel halka pek de yarar sağlamıyor. İlginç bir biçimde hırsızlık vakalarıysa yüzde 50 azaldı. Soyulacak nüfus ve işletmenin kalmamasını bunda payı herhâlde büyük.

 

*Şehrin koca bir inşaat alanı hâline gelmesi en büyük sıkıntılardan biri. Yolların olmaması servis ağı olan işletmeleri çalışamaz hâle getirmiş, basitçe yerden bir yere gitmek isteyen yerel halkı da aynı şekilde zorlamış. Bölgeye ait tüm sorunların tartışıldığı Newham Sorunları forumu (http://forums.e-democracy.org/groups/newham-issues) içerisinde olimpiyata dair birçok başlık bulunduruyor. Harcanan paranın yanında, yapılan yatırımların Newham’a yararlı olup olmayacağı herkesin aklındaki soru işareti. İnşaat yüzünden evinden kıpırdamayanlardan tutun, bilet fiyatlarının fahişliğine ve bulunma zorluğuna kadar burada tartışılıyor. En önemli tartışma konuları oyunlar sırasında kapanacak olan yollar, şehre akacak olan kalabalık ve alınacak güvenlik önemlerinin yerel halkta yaratacağı sıkıntılar.

 

Bölge üzerine bir akademik rapor da hazırlanıyor. The Real Newham isimli araştırma, bölgede yaklaşık 20 yıldır süre gelen yatırım sürecinin ileride yerel cemaati hava, ses ve çevre kirliliği, işsizlik ve barınma gibi konular üzerinden nasıl etkileyeceğini raporluyor. Sonuçları mayıs ayı içinde açıklayacaklar.

 

TÜM KENT İNŞAAT OLUNCA YÜKSELEN İTİRAZLAR

Bu hızlı yeni yapılanma ve etkileri sadece Newham ile sınırlı değil, yalnızca birkaç ay öncesinde Londra’nın merkezindeki ana arterlerde bile hummalı çalışmalar vardı. Bir turist olarak Londra’ya adım atar atmaz, İstanbul’dan alıştığımız o kazı çalışmalarını görmek zorunda kalıyordunuz. İngiltere çevresinde durumdan etkilenen halk ve sivil inisiyatifler oyunlar başlamadan ve başladığı dönemde seslerini duyurmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Newham ve Londra Genelinde olimpiyat oyunlarının yarattığı sorunlar için yazan ve üreten diğer bloglar ve oluşumlar:

 

Newham Nettles, Mike Law’ın kişisel blogu. (http://newhamnettles.blogspot.com/) Kendini Neham için demokrasi arayan biri olarak tanımlayan Law, düzenli olarak bölge ile ilgili sorunları bloğunda dile getiriyor.

 

Random Blowe (http://www.blowe.org.uk/) Aktivist Kevin Blowe’ın blogu. Bölgede yapılanlara sessiz kalmayan bir yerleşimci daha. Son postunda, olimpiyat sitesine yakın bir yere ordunun koruma amaçlı yerleştireceği füzelerin haberini duyurdu. Sıklıkla da bölgenin dönüşüm ve mutenalaştırılmasına olan tepkilerini yazıyor.

 

“Stop city airport masterplan” (http://stopcityairportmasterplan.tumblr.com/) bölgeye yapılacak olan yeni havaalanı projesinin durdurulması üzerine bir oluşum.

 

“Save Wanstead Flats” (http://www.savewansteadflats.org.uk/index.php/about) Olimpiyat sırasında polis araçları, atları, köpekleri vs. için bir “hub” olarak kullanılacak olan evler ve çevresinde yaşayan insanların direniş blogu. Civarda yaşayanlar kendilerine sorulmadan yaklaşık üç hafta boyunca yaşayacakları kâbus dolu günlere isyan ediyorlar.

 

Games Monitor (http://www.gamesmonitor.org.uk) Londra genelinde ve uluslararası alanda olimpiyat endüstrisinin yarattığı olumsuzluklara ışık tutmaya çalışan en kapsamlı haberleşme ve örgütlenme ağı. Web siteleri üzerinden belirli politik tartışmalara ışık tutup, çeşitli toplantılar ve protestolar düzenliyorlar. Burası üzerinden, süregelen birçok konudaki tartışmaya ulaşmak mümkün.

 

Boycott London 2012: (http://http://www.boycottlondon2012.co.uk) Londra olimpiyatlarını boykot etmeye çağıran bir site. Gerekçelerine kötü logo tasarımı, Afganistan ile yürütülen savaş gibi sebepler dâhil. Mesajları pek anlaşılır değil. Ancak sloganları gelmiş geçmiş en organize boykotu sağlamak.

 

Opposing the 2012 Olympic Levy (http://www.petitiononline.com/2012hra/petition.html) Doğrudan Londra Valisine hitaben yaratılmış, Olimpiyat oyunları nedeniyle halktan alınan verginin kalkması için bir online imza kampanyası.

 

Derelict London (http://www.derelictlondon.com/id51.htm) Kendisini Londra’nın gündelik hayatını fotoğlamaya adamış Paul Talling’in Londra Olimpiyatları – Kentsel Dönüşüm üzerine olan fotoğraflarının yer aldığı site.

 

Not Just London (http://www.notjustlondon.com/) Olimpiyatların Londralılara getirdiği finansal yükü eleştiren blog.

 

No Goe 2012 (http://www.nogoe2012.com/AboutUs.html) Olimpiyat oyunları için planlanan dev etkinliklerin Greenwich parkında yapılmaması için kurulan oluşum. Bu tür etkinliklerin parkın yapısına zarar vereceğini, hattâ herhangi bir parkın bu gibi olaylar için kullanılmaması ve daha uygun yerlere taşınması gerektiğini savunuyorlar.

 

Unofficial Olympics (http://unofficialolympics.co.uk/) Olimpiyat oyunlarının bilet fiyatları ve seyirci politikaları üzerinden boykot etmeye yönelik bir site.

 

PROTESTOLARIN OLİMPİYATLARI

Birçok başkasına değinmedik. Ancak görüldüğü gibi Londra Olimpiyatları ardında büyük bir tepkili kesim var. Oyunlar başlar başlamaz protesto haberlerini duymamız kaçınılmaz. Daha önce de birçok defa protestolara alışkın OIC. En son 2010 kış olimpiyatlarının başladığı sıralarda Vancouver’da büyük protestolar vardı. Protestocular 2 milyar dolarlık yatırım ile tamamlanan (kent yönetimi hâlâ borç ödüyor) ve 19 bin polis eşliğinde başlayan olimpiyat açılışlarını Uluslararası Olimpiyat Komitesi'ne zehir etmeye kesinlikle kararlıydılar. Yoksulluk karşıtı gruplar, çevreci aktivistler ve belirli başlı 50 kuruluşun katıldığı protestoların en önemli sebebiyse, olimpiyat hazırlıkları çerçevesince inşa edilen dört şeritli dev otoyol için yok edilen yerli halkın toprakları üzerindeki büyük orman alanlarıydı. Protestocuların sloganları “Çalınmış bir yerli toprak üzerinde Olimpiyata hayır”dı. Ancak Olimpiyatların asıl amaçlarında biri de zaten bu gözüküyor: Toprak rantına ve mutenalaştırmaya sebep olmak

 

Çin’de yapılan 2008 Olimpiyatları belki de tarihteki en tartışmalı olimpiyattı. Bu defa protestocular ev sahipliği yapan ülkenin insan haklarına karşı olan duyarsızlığını dile geçirmek için toplanma fırsatı bulacaklardı. Ancak hükümet beklendiği üzere daha bir yıl öncesinden olimpiyatlar sırasından yapılacak herhangi bir izinsiz protestoyu tolere etmeyeceğini ve her bireyin Çin yasalarına tâbi olarak yargılanacağını duyurmuştu. Durum böyle olunca protestolar başka ülkelerde yapılmaya başladı. Olimpia’da yakılıp belirli ülkeleri gezen Olimpiyat meşalesi, Çin’e ulaşamadan, Londra’nın sokaklarında Tibet’e özgürlük isteyen protestocuların ortasında kaldı. Polis göstericilere ateşi kaptırmamak için yoğun çaba harcadı, yaklaşık 2 bin protestocu nedeniyle meşalenin önceden belirlenmiş yolu şaşmıştı hattâ bir ara meşale bir otobüse binmek zorunda kaldı.

 

Son olarak eklemek gerekir ki İstanbul yeniden 2020 için olimpiyat şehri olmaya aday. Adaylık mesajımız da “medeniyetler ittifakı ile olimpiyat ruhuyla iki kıtayı buluşturuyoruz.” Hâlihazırda yürütülen onlarca kentsel dönüşüm projesi adaylık sürecinde İstanbul’un nasıl geliştiğine kanıt olarak sunulmuş. İstanbul’un seçilmesi durumunda ne olacak? Gündelik hayatında zaten pek de şantiyeden farksız olan İstanbul kazılmakla kalmayacak neredeyse baştan inşa edilecek belki de. Onlarca insan evlerinden zaten olmuşken, durumun iyice meşrulaşması ve olimpik ihtiyacın doğması ile yepyeni dönüşüm şantiyeleri kurulacak. Anlayacağınız 90 gün sonra televizyondan keyifle izleyeceğimiz spor maratonu, tüm adaletsizleriyle birkaç yıl içinde üstümüze çökebilir.