Bantmag

BAZI İNSANLARIN OYUNCU OLMAKTAN BAŞKA ŞANSI YOKTUR. AMERİKALI, BOŞANMIŞ BİR ANNE BABANIN ÇOCUĞU OLARAK DÜNYAYA GELMİŞ VE ŞU SIRALAR 38. YAŞINI SÜRMEKTE OLAN MICHAEL SHANNON DA O İNSANLARDAN BİRİ. SHANNON'IN TEK ŞANSI OYUNCU OLMAKTI, ÇÜNKÜ... ŞUNUN TİPİNE BAKIN! YA NE OLACAKTI!

 

Bazı suratlar görüp irkilirsiniz. Vapurda karşınızda oturan katil suratlı bir yabancı örneğin... Hem sizin ona baktığınızı bilmesini istemediğinizden bakmaya çekinirsiniz, hem de kendinizi kesik bakışlar atmaktan alıkoyamazsınız. Alıp almamak konusunda kendinize ikinci kez düşünme fırsatı vermediğiniz bir risktir bu. Ya sizi fark ederse? O fark edene kadar bakmaya devam edersiniz yine de. O suratta sizi çeken bir şey vardır ama adını koyamıyorsunuzdur... Ne olduğunu söyleyeyim, vapurda kesik bakışlar attığınız o garip tip, kafanızdaki o bir yığın gerilim yüklü hikâyenin kahramanı. İnsanoğlunun maceraya olan merakıysa, o suratta sizi çeken ana malzeme. Michael Shannon da o suratlardan biri işte. Acayip tekinsiz ama biraz tanıdık, ürkütücü, hafif endişeli ama komik de... Bir garip işte!

 

Oyuncu dediğin, birine, bir şeye benzeyendir zaten. Michael Shannon, henüz bir rolü alıp üzerine giymeden de birine benziyor sanki. Kiviyi, hangi meyvenin tadını almak üzere yerseniz, o meyvenin tadını alırmışsınız. Shannon'da da böylesi bir şehir efsanesine benzeyen bir şey var. Sanki kim diye bakarsanız onu görecekmişsiniz gibi. Bu, ne onun binbir suratlığından, ne de her role inanılmaz kısa sürede ve kolaylıkla bürünebiliyor olmasından kaynaklanıyor üstelik. Tıpkı bir filmin içindeymişsiniz gibi, olaylar kendiliğinden gelişiyor. Bilmiyorum, belki de biraz fazla abarttım.

 

YETENEKLİ DEĞİL DE BAŞKA BİR ŞEY

 

Shannon, neredeyse 40 yaşında olmasına rağmen kariyeri yeni parlamaya başlayanlardan. O yüzden kendisine yetenekli demeye çekiniyorum. Oyuncu bir arkadaşım, “Belli bir yaşın üstündekilerden bahsederken, ‘...ama çok yetenekli bir adam’ denmez, ayıptır” der. Öylelerini başka sıfatlarla anmak lazım, yetenekli sıfatı için artık çok geç. Shannon için ne denebilir bilmiyorum, aslına bakarsanız –muhtemelen aşırı garip tipi yüzünden– bir grup insana, her rolü aynı oynuyormuş gibi de geliyor. Ben öyle düşünmüyorum. Kendisini ilk kez keşfettiğim ve biraz da geç kaldığım Shotgun Stories'deki umutsuz karakteriyle Take Shelter'daki umutsuz karakteri arasında dağlar kadar fark var örneğin. Revolutionary Road'daki özürlü karakteriyle, My Son, My Son, What Have Ye Done'daki gariplik abidesi karakteriyle de...

 

Amerikalı pek çok oyuncu gibi kariyerine tiyatroyla başlamış olan Shannon, Woyzeck'ten Killer Joe'ya ve sonradan beyazperde uyarlamasında da yer aldığı Bug'a kadar sayısız oyunda rol aldı. Kamera karşısındaki kariyerine birkaç televizyon filminin ardından, Groundhog Day'deki kısacık sağdıç rolüyle başladı. Daha sonra onu çok sayıda ana akım filmde de izledik ama aslında izlemişiz desek daha doğru olur. Shannon, muhtemelen kendisine verilen rollerin yeterince parlak olmaması nedeniyle daha önce dikkatimizi çekmemiş. Fakat şimdi dönüp izlediğimizde, onu Vanilla Sky'daki güvenlik görevlisi, Chain Reaction'daki çiçekçi kuryesi, Tigerland ve Pearl Harbor'daki askerlerden biri olarak fark etmek mümkün. Onu, izlediğiniz onca filmde nasıl da fark etmemiş olduğunuzu görmek için doğrudan kendisinin imdb sayfasına uzanabilirsiniz.

 

MUHTEMELEN JULIA ROBERTS'LA ÖPÜŞMEYECEK

 

Sam Mendes'in hak ettiği ilgiyi görmemiş filmi Revolutionary Road'da da o yıl boyu verilen çok sayıdaki ödül ve adaylıklarda görmezden gelinen Shannon, bu filmdeki rolüyle sürpriz bir Oscar adaylığı kazanmamış olsaydı, belki daha uzun süre geniş kitlelerin ilgisini çekmeyecekti. Ancak o yıl Heath Ledger'a kaptırdığı bu ödülün ardından şansı epey açıldı. Yine onu Julia Roberts'lı bir romantik komedide beyaz atlı prens rolünde izlemiyoruz belki ama örneğin 2013'te gelecek yeni Superman filmi Man of Steel'in kötü adamı olabilecek kadar ünlü bir isim o artık. Ya da Scorsese, HBO dizisi Boardwalk Empire'ın oyuncularını seçerken, ona da başrollerden birini rahatlıkla teslim edebiliyor.

 

Özetle Shannon artık tanınıyor ve en iyi performanslarını verdiği mikro indie'leri de bir kenara atmıyor. Gelecek sezon onu Man of Steel dışında, James Franco'nun ilk filmi Broken Tower'da, Shotgun Stories ve Take Shelter'da birlikte çalıştığı Jeff Nichols'ın yeni filmi Mud'da ve ünlü senarist David Koepp'in yazıp yönettiği Premium Rush'ta izleyeceğiz. Belki de yetenekli oyuncu sıfatını teğet geçen Michael Shannon önümüzdeki günlerde doğrudan, usta oyuncu kulvarına geçiş yapar, belli mi olur.