Bantmag

PEYOTE’DE YILLARDIR SAHNE ALAN BAZI MÜZİSYENLERE DE İLK PEYOTE KONSER ANILARINI SORDUK

Barkın Engin / Replikas

“1996 sonlarında Replikas adı altında çalışmaya başladığımızda en büyük hayalimiz düzenli olarak insanlara ulaşabileceğimiz bir kulüpte çalabilmekti. Dönemin cover furyası düşünüldüğünde –ki etkisini uzun süre devam ettiren bir durum oldu– bu istek neredeyse ütopik bir hâl alıyordu. Bir sene sonra, 1997 sonlarına doğru, prova kayıtlarından oluşturduğumuz derme çatma demomuzu Roll dergisine iletmiştik. İstanbul Blues Kumpanyası, Moe Joe gibi gruplardan da tanıdığımız dergi yazarlarından Sarp Keskiner bize destek olmaya, konser ayarlamaya başladı. 1998 Şubat ayında bir gündüz provasından çıktık ve Sarp’tan bir telefon aldık. Peyote diye bir yerden denemeye bekleniyorduk! Yeni açılmıştı, haberdar değildik. O dönem basçımız olan Baran Atasoy işi olduğu için gelemedi. Kalan üçlüye ek olarak, prova stüdyosunda karşılaştığımız saksafon çalan arkadaşımız Suphi Sökücü’yü de yanımıza alıp o dönem İmam Adnan sokakta olan Peyote’ye gittik ve mekân sahiplerine süresini şu an hatırlayamadığım, doğaçlama bir mini konser verdik. Ve evet, işi aldık, pazartesi günleri çalacaktık!

(Sonradan tamamen tesadüf olan saksafon ilavesinin işi kapmamızda önemli bir rolü olduğunu duyduk.)

 

“Hikâyenin gerisi başlangıcından daha kısa. 9 ya da 16 Mart 1998 günü, net hatırlayamıyorum, ilk defa Peyote sahnesine çıktık. Seyirci sayısı beşi geçmiyordu, elbette içeride tanımadığımız bir kimse yoktu. Doğaçlamalar, asla kaydedilmeyen eski şarkılar ve Köledoyuran’a giren birkaç şarkıdan oluşan bir set çaldık. O günü takip eden konserlere göre elbette heyecanlı ve daha “ölçülü” idik diyebilirim. Sonrasında olaylar hem bizim hem Peyote için hızla gelişti ama o dönemi asla unutabileceğimizi sanmıyorum.”

 

Murat Tülek / Kırık Çizgi

“Peyote’de ilk konserimizi 18 Mart 2006’da verdik. 2005’te üniversite için başka şehirlere dağılmıştık. Eskişehir’den ayrıldığımızdan beri konser vermemiştik. Zaten hem Eskişehir’de hem de İstanbul’da çalabileceğimiz yer çok azdı. O sırada Ayyuka Peyote’de çalıyordu, yeni yeni aylık programlar hazırlanmaya başlıyordu.  Ayyuka’nın iki elemanı Eskişehir’den arkadaşımızdı. Alican (Tezer) Peyote’yle konuşup bir konserlerine bizi de dâhil etti. Bayağı heyecanlanmıştık, İstanbul’da vereceğimiz ilk konserdi. Haftasonu bizimkiler İstanbul’a geldiler, apar topar prova yaptık. Konser güzel geçmişti, çok heyecanlanmıştık ama fena çalmamıştık. İçerisi epey kalabalıktı ve yarısından çoğu Eskişehirliydi. Sürekli “Aa sen ne arıyorsun burada?” gibi cümleler kuruluyordu. Daha sonra İstanbul’da o kadar Eskişehirliyi bir mekânın içinde hiç görmedim. O gece Peyote’dekilerle ve Hakan Orman’la ayaküstü tanıştık. Haftaiçi Hakan aradı, Peyote’de buluşup sohbet ettik. Epey motive edici şeyler söylemişti. Sonrasında ise ayda bir kez Peyote’de konser vermeye başladık. Grubu kurarken 2012 yılında hâlâ beraber müzik yapacağımızı hiç düşünmezdik herhâlde. Bunda Hakan’ın ve Peyote’nin etkisi çok fazladır.”

 

Ekin Üzeltüzenci / Proudpilot – Ekin Fil

“Proudpilot'ı yeniden toparlayıp konser vermeye başladığımızda 2006 yılıydı. İlk konser dorock'ta olmuştu, sanırım dört şarkı çalmıştık, ikincisi ise Peyote'de. Şöyle minik bir araştırma yapınca tarihi de buldum. 26 Ekim 2006'da, Lifelock ve Truth We Defend ile beraber. Aslında bu bizim eski Peyote’yi sayarsak ikinci Peyote konserimiz oluyor ya her neyse. O zamanki adımız farklı, kadromuz daha kalabalıktı tabiî. Konseri, ayık ya da değil, sahnede olduğum çoğu konser gibi çok net hatırlamıyorum. Sadece amfinin üzerine koyduğum biralı fotoğrafım geliyor gözümün önüne. Bir de kesinlikle çok heyecanlı olduğumuz. Tabiî o zamanlar Myspace çılgınlığı vardı. O yolla tanışılır, herkes birbirini dinler, yorumunu paylaşır, takip ederdi. Doğal olarak konserlerde bu gibi paylaşımlar artardı. Birlikteliklerin önemi sanırım burada anlam kazanıyor. Peyote, birçok anlamda "yeni" ve hattâ "farklı" sayabileceğimiz bir oluşuma hem sahnesini hem de şüphesizdir ki en büyük desteği veriyordu.” 

 

Burç Tuncer / Kafabindünya – Orchestra Volatile

“Yaklaşık altı sene kadar olduğu için çok net hatırlayamıyorum ama ilk Peyote konserimizde çok heyecanlıydım. Hani bazen olur ya, bir olay o kadar çok adrenalin salgılattırır ki galonlarca alkol alsanız bile sarhoş olamazsınız, benim için de öyle bir geceydi. O zamanlar ses masası sahnenin solunda hemen sahneye bitişik durumdaydı. Gözümün sürekli o konserde sesimizi yapan Metin Bozkurt’ta olduğunu ve sanki bizim yaptığımız her hatayı onun kapatabileceğini düşündüğümü hatırlıyorum. Çoğu profesyonel müzisyenin sahne tozu yutarak öğrendiği, hiçbir kitapta yazmayan ve müziğin tek notasıyla alâkası bulunmayan bazı sahne / grup içi kuralları Peyote’de pişerek öğrendim. Bir de o zamanlar yaptığımız müziğin Türkiye’de asla kabul görmeyeceğini düşündüğüm için seyircinin ötesinde kendimi Peyote camiasına karşı bir sınava çıkmış gibi hissediyordum.

 

“Kafabindünya’nın ilk Peyote konseriyle ilgili hatırladığım en önemli şeyse, bütün o heyecan ve stresin, sahne önünde en solda, karanlıkta, duvara bitişik şekilde duran rahmetli Hakan Orman’ın gözleri kapalı, yüzü hafif bir gülümsemeyle sallanarak bizi dinliyor oluşunu görmemle yok olup yerini bir huzur ve rahatlamaya bırakmasıydı.”