Bantmag

SİGUR RÓS'UN YAYLI BÖLÜMÜ OLARAK TANIYIP SEVDİKTEN SONRA, AMİİNA'NIN SCREAMING MASTERPIECE BELGESELİNDEKİ PERFORMANISINI GÖRÜNCE, HAFIZAMIZDA İYİCE BİR YER ETTİ.

 

2007'de çıkan Kurr adlı albümünden beri de İzlanda'nın havasını taşıyan zarif ve sıcak müziklerini bizlerle paylaşıyorlar. Yeni elemanlar ve sıradışı enstrümanlarla sesleri gittikçe artan altılı, ikinci albümü Puzzle'dan bu yana birkaç yaratıcı projenin dışında, aile hayatlarına odaklanmaya çekilmişti. Sessizliklerini şimdi yavaşça bozarken, nisan ayında gerçekleşecek olan Nordik Müzik Festivali kapsamında Babylon'da sahne almadan önce gruptan Maggi sorularımızı yanıtladı:  

 

Sitenizde dediği gibi, Amiina'nın tüm elemanları okulda müzik okurken tanıştı. Sizi bir araya getiren, beraber müzik yapmaya iten neydi?

Okulda tanışmamızın bir etkisi oldu tabiî ki, ama asıl başka şeyler beraber çalışmak istediğimizi fark ettirdi bize. Mesela Sigur Rós'la sürekli turnede olmak gibi.

 

Şarkılarınız genellikle tek bir ton veya basit bir melodiden başlayarak, kat kat zenginleşen atmosferler yaratıyor. Şarkılarınızı yazarken de bu şekilde mi ilerliyorsunuz?

Şarkıdan şarkıya çok değişiyor. Bazen birinin provaya getirdiği tek bir tempo veya akordan gelişiyorlar, bazen de şarkıları hep birlikte yazıyoruz. Her şarkı için çok farklı.

 

İki albümünüz Kurr ve Puzzle'ı dinlerken arada belirgin farklar var. İkinci albümünüzü kaydederken de gruba iki yeni eleman eklediniz. Elektronik sesler ve bateri sizce müziğinizin dinamiğini nasıl etkiledi? Sesinizi genişletmek için verilmiş bilinçli bir karar mıydı?

Evet, Reykjavik Sanat Festivali'ndeki büyük Amiina konserinde hep beraber çalıştıktan sonra, bilinçli bir şekilde verdiğimiz bir karardı bu. Bateri ve elektronik seslerin katılması, müziği daha dramatikleştiriyor. Ve tabiî ki şimdi daha tempolu bir müziğimiz var. Asıl değişiklik burada.

 

İzlanda müzik sahnesi, özellikle uzaktan bakıldığında, çok yaratıcı ve birbirini destekleyici görünüyor. Bu müziğe yaklaşımınızı hiç etkiledi mi? Size özellikle ilham veren gruplar kimler?

Tabiî ki birçok arkadaşımızın işleri bize ilham kaynağı oluyor. Fakat ben (Maggi olarak) özellikle Nolo, múm ve caz sanatçılarını beğeniyorum.

 

“Hilli” parçası için Lee Hazelwood'la çalışmak nasıl bir deneyimdi? Fikir aklınıza nereden geldi?

Fikir o aralar Lee ile çalışmakta olan arkadaşımız Wyndham Wallace'den geldi. Beraber bir çalışma yapmamızı önerdi. Lee o aralar çok hastalanmıştı ve o yüzden tanışamadık. Biz kayıtlarımızı İzlanda'da yaptık, o da Amerika'da. Tamamı bu kadardı. Lee de bu işbirliğimizden kısa bir sure sonra vefat etti...

 

Müziğinizde filmle çalışmanızı çok doğal kılan bir görsellik seziliyor. Bize Animagica projesinden biraz bahsedebilir misiniz? Lotte Reniger'in animasyonlarına sizi çeken neydi ve benzeri bir proje yapmayı tekrar düşünür müydünüz?

Animagica projesi bize Brancage Film Festivali tarafından komisyon edilmişti. Fakat filmler olağanüstü! Hiç izlediniz mi? Ve bir daha yapar mıydık? Evet. Animagica'yı da son iki, üç yıldır düzenli olarak sahneliyoruz. O yüzden evet, böyle bir şeyi tekrar yapardık.

 

Nordik Muzik Festivali kapsamında İstanbul'da çalacağınız için heyecanlı mısınız? Diğer grupların arasında görmek istediğiniz isimler var mı?

Şahsen, ben hem festivalde çalmayı, hem de İstanbul'da birkaç gün kalmayı dört gözle bekliyorum. Çünkü İstanbul'a daha önce hiç gelmedim. Ayrıca Kings of Convenience'ı görmeyi de çok isterim. Onları çok seviyorum.

 

Son olarak da Avustralya'dayken yeni birkaç şarkı çaldığınızı duyduk. Ufukta yeni bir albüm veya proje var mı?

Şu anda canlı performansımızda iki yeni şarkı çalıyoruz ve yeniden biçim verdiğimiz birkaç da hazır, eski parça var. Muhtemelen önümüzdeki sonbahar veya bahara yeni bir albüm bekleyebilirsiniz.