Bantmag

PEYOTE’NIN TÜRKIYE’DEKİ BAĞIMSIZ MÜZİK SAHNESİ İÇİN ÖNEMİ TARTIŞILMAZ. YILLAR İÇİNDE BÜYÜMEYE DEVAM EDEN PEYOTE AİLESİ, ESKİŞEHİR’DEKİ YENİ EVLERİNİN AÇILIŞINI BU AY YAPIYOR.

 

İstanbul’da iyi kötü belki onlarca konser mekânının varlığından bahsedebiliriz. Ama yenilikçi ve özgün müzik anlayışını destekleyen belki de tek yer Peyote. Üstelik kurulduğu günden bu yana tek başına bu desteğini sürdürmeye de devam ediyor. Zaman içinde önce kendi içinde, bir aile olarak genişledi Peyote ve birkaç yıl önce çok önemli bir adım atarak Peyote Müzik etiketiyle albümler yayınlamaya başladı. Proudpilot, Ricochet, Kafabindünya ve birçok grubun ilk albümleri, bir anlamda sahnesinde şekillendikleri Peyote’nin etiketini taşıyarak çıktı.

 

Şu günlerde Peyote ailesi yepyeni bir heyecan yaşıyor. Ülke sınırları içerisinde ikinci bir Peyote, 6 Nisan’da Eskişehir’de açılıyor. Uzun süredir beklenen bu açılışla birlikte Eskişehir’deki konser programıyla birlikte bir hareketlilik olduğu da ortada. Nisan ayında peşisıra Replikas, Nekropsi, Korhan Futacı & Kara Orkestra gibi gruplar Peyote Eskişehir’de sahne alacak.

 

Biz de bu yeni büyük adımıyla birlikte Peyote’nin geçmişine de biraz dönelim istedik. Sorularımızı Peyote adına, beş yıldır Peyote ailesinin bir parçası olan, uzun süre Hakan Orman’ın müzik direktörlüğüne yardımcı olan Emre Aksoy yanıtladı. Yanıtlara geçmeden önce geçen sene aramızdan ayrılan sevgili arkadaşımız Hakan Orman'ı bu vesileyle özlemle anmış olmayı umuyoruz.  

 

Peyote Nevizade'den önce farklı bir lokasyonda yer alıyordu. Bize biraz eski Peyote'leri anlatır mısınız?

İlk Peyote 1998 yılında, İmam Adnan Sokak'ta açılan nispeten daha küçük bir yerdi. Gerek küçük olması, gerek o dönemde İstanbul'da sadece kendi müziğini yapan özgün müzisyenlerin eksikliği ya da mevcutlarsa bile henüz diğer barlardaki "cover" müzik anlayışını kıramamış olmaları yüzünden maalesef uzun ömürlü olamadı.

Ama durup düşünüldüğünde, eski Peyote ve şimdiki Peyote'nin hacim dışında çok büyük farkları olduğunu söylemek güç. Müzisyenler yine kendi bestelerini çalmak konusunda tamamen özgürdü ve bugünkü Peyote müdavimlerinin çekirdeği de yine o yıllarda eski Peyote'de oluşmuştu.

 

Peki ilk Peyote konseri kime aitti hatırlıyor musunuz? Sizin aklınızdan çıkmayan Peyote konserleri hangileri?

Peyote'de ilk kez sahne alan gruplar tıpkı bugünkü gibi çeşitlilik gösteriyordu. Düş Sokağı Sakinleri’nden Replikas ve Zen'e; Mor ve Ötesi'nden İhtiyaç Molası'na tıpkı bugünkü gibi birbirinden çok farklı müzikal doğrultuda ama ortak özellikleri kendi müziklerini yapmak olan müzisyenler Peyote sahnesinde yer aldılar.

Akıldan çıkmayan ya da çok önemli konserlerin önemi, genellikle konserden çok sonra ortaya çıkıyor. Örneğin Replikas'ın Peyote'deki ilk konseri, haftaiçi bir günde, sayısı bir elin parmaklarını geçmeyen bir dinleyici topluluğuyla yapıldı. O konserin önemini, Replikas'la devam edip zaman içerisinde ilk konserdeki bir avuç insana eklemlenenlerin sayısı yüzlerle ifade edilmeye başlandığı zaman anlıyorsunuz. Ama herhalde 1997'den bu yana Peyote'de gerçekleşen ve akıllardan çıkmayan konserlerin sayısı burada sıralanamayacak kadar fazladır.

 

Bildiğim kadarıyla ilk başlarda Peyote'de haftanın her günü belli gruplar çalıyormuş. Bir gün Replikas, bir gün Zen gibi. O durumdan şimdiki düzene nasıl geçildi?

Peyote'nin ilk açıldığı yıllarda, daha önce de belirttiğimiz gibi bir aylık konser programını farklı gruplarla doldurmak maalesef mümkün değildi. Bizim anlayışımıza uygun, belli derecede özgün ve yenilikçi müzisyenlerin tamamına ulaşamadık, ulaşabildiklerimiz ve sahneye çıkarttıklarımızla da ancak haftalık bir program oluşturabildik ve şimdiki gibi her grubun ayda bir değil de, haftada bir sahneye çıktığı bir yer oldu Peyote. Bunun yenilikçi grupların bu yoğun program sayesinde deneyim kazanmaları gibi avantajları olmuştur şüphesiz. Aradan geçen yıllarda müzisyenlerin sayısı artınca bu zorunluluk da ortadan kalkmış oldu. Her hafta konser vermek durumunda kalan müzisyenler de bu yorucu tempodan kurtulma fırsatı buldular ve konser aralıklarını kendi diğer programlarına da uygun bir şekilde belirleme imkânı kazandılar.

 

Peyote, Türkiye'deki müzik dinleyicisinin hep farklı yerde konumlandırdığı bir oluşum aslında. Siz Peyote ailesine dışarıdan baktığınız zaman neler görüyorsunuz?

Peyote, bizlerin, yani buraya emek verenlerin, Peyote için çalışanların dışarı çıktıklarında nasıl bir yere gitmek isteyecekleri sorusunun cevabı. Bir ihtiyaçtan, her şeyden önce Peyote’ye emek verenlerin kendi ihtiyacından yola çıkan bir yer. Aile tanımlaması burada birçok açıdan yerli yerine oturan bir tanımlama aslında. Onun

dışında hayatımız genel olarak o kadar Peyote'nin etrafında geçiyor ki dışarıdan bakmak bizim için hayli zor. Herhalde dinleyicilerin bizi konumlandırdığı yer her neresiyse üç aşağı beş yukarı doğrudur.

 

Peyote'de sahneye çıkan, teknik işlere bakan, barda içkileri dolduran ya da DJ'lik yapan herkes arasında olumlu ve samimî ilişkiler var. Sizce bu bağları oluşturan, herkesi bir arada tutabilen etkenler neler?

Buna benzer gönüllü bağların görüldüğü hemen her yerde olduğu gibi başlıca etken dostluk. Peyote için çalışan, emeğini ve yeteneğini ortaya koyan herkes bunu severek ve isteyerek yapıyor. Emek verenlerin mesai doldurmak için bulundukları değil, yaşadıkları bir yer olduğumuzu düşünüyoruz.

 

Hakan Orman'ın Peyote için yaptıkları ve birçok grubun bugüne gelmesindeki rolü çok büyük. Siz Peyote ailesi olarak Hakan Orman'ın hem Peyote hem de yerli müzik sahnesi için etkisini nasıl görüyorsunuz?

Sevgili Hakan'ın, bilhassa ikinci Peyote'nin açılışında büyük katkıları oldu ve zaten açılıştan kısa bir süre sonra da kendisi Peyote'de müzik direktörlüğü görevini üstlendi. Müzisyenlerle kurduğumuz ilişkilerin sıcaklığında ve hatta müzisyenlerin Peyote'y kendilerine ait bir yer olarak benimsemelerinde Hakan Orman'ın rolü çok büyüktür. Aynı zamanda birçok genç müzisyenle, her zaman onların ufkunu açacak, onları doğru bildikleri ve inandıkları yolda yürümeye cesaretlendiren bir iletişim kurmuştur. Herhalde Hakan Orman'ı tanıyan, onunla bir şekilde yolu kesişmiş müzisyenlerin birçoğu bu konuda çok daha kayda değer şeyler söyleyecektir.

 

PEYOTE, BİZLERİN, YANİ BURAYA EMEK VERENLERİN, PEYOTE İÇİN ÇALIŞANLARIN DIŞARI ÇIKTIKLARINDA NASIL BİR YERE GİTMEK İSTEYECEKLERİ SORUSUNUN CEVABI.

 

Eskişehir'de açılacak olan Peyote için uzun süredir bekleniyordu. Nihayet bu ay açılıyor. Oradaki konser programı nasıl olacak? İstanbullu gruplar da Peyote Eskişehir'de sahne alacaklar mı?

Peyote Eskişehir'in programı İstanbul'dakine bir hayli yakın olacak. Sadece ulaşım sorunlarından dolayı, ilk etapta İstanbul'daki kadar yoğun bir konser programı gerçekleştiremeyeceğiz. Sahne alacak gruplarsa yine burada belirlediğimiz çizgiye uygun gruplar olacak. Elbette İstanbul'dan, hattâ mümkün olursa çevre illerden ve elbette bizzat Eskişehir'den grupların Peyote Eskişehir'de sahne almasını planlıyoruz.

Eskişehir'deki ilk iki konserimiz Replikas ve Gevende'yle gerçekleşecek ki ikisinin de Peyote ve Eskişehir için anlamı büyük. Replikas, Peyote'yle özdeşleşmiş diyebileceğimiz, tabiri caizse Peyote kendisi için "iç saha" olmuş bir grup. Gevende ise hem sık sık Peyote'de sahne alan hem de Eskişehir kökenli bir grup. Nisan ayındaki diğer konserlerimiz Nekropsi, Büyük Ev Ablukada ve Korhan Futacı ve Kara Orkestra ile devam edecek.