Bantmag

GİZLİ ZEVKLER:
BOWIE BOWLING
YAZI LEYLA AKSU
BOWLING ADINA YANIP TUTUŞANLARDAN HİÇ DEĞİLİZ. AMA KULAKTA “MAJOR TOM”UN KALP BURKAN HİKÂYESİ, SURATTA DA ŞİMŞEK OLUNCA, İŞ BAŞKA!

Konuşmaya nereden girildi bilinmez, ama konunun David Bowie'ye gelmesi oldukça alışıldık bir durum. Radyoda çalışırken bol bol müzikten tartışılırdı, malûm, ama aslında fazla konuda anlaşmazdık. Bir Joy Division ortalığı yatıştırırdı, bir de Bowie'nin vazgeçilmezliği. Konuşuyorduk öylesine, sıkıntımızı atmak için: Glam kralı bir cumartesi günü evde otururken ne yapardı acaba? Veya glam rock'un öğrettiği gibi, daha önemlisi, ne giyerdi?

 

Kimin ağzından çıktı, neden ciddîye alındı, orası muamma. Fakat kelimeler ortalığa döküldüğü anda, o kafiyenin cezbedici doğallığını engelleyemedik: Bowie Bowling. Tabiî bir on kişi olunca etrafta, insana cesur bir saçmalama gazı geliyor, yapıveriliyor her şey. Çevrenizdeki çılgınları toplayın şöylece, hazırlıklara da Hunky Dory albümüyle başlayın deriz. “Oh! You Pretty Things” patlatırken ortalığı, suratlara biraz kırmızı, biraz mavi, bolcana da parlayan bir şimşek (çize çize uzmanlaşılıyor), üste de hiç olmayacak, göz ağrıtacak, 70'leri kıskandıracak elbiseler.

 

Bowling mekânına varıldığında otuz yaş üstü herkesten bir gülümseme temin edilir, çoğu gencin kafası karışır, tam topları yuvarlamaya başladığınız anda da tezgâhın arkasındaki amca çaktırmadan başlar “Space Oddity” çalmaya. Işte işin güzelliği de burada. Sonrasında da ya “Drive-In Saturday”le eve dönülür, ya da “Rebel Rebel”la geceye devam, ama tüm olay utanç verici bir şekilde nefis oluyor. Başka kimin için yapılır edilir, düşünmek gerek. Fakat her kimse, diyorum ki en azından “Little Drummer Boy” gibi olmayacak işlere el atmış olması gerek.