Bantmag

HERALDE KİMSE ÇIKIP DA ENSTRÜMANLARIN SESİNİ VE MELODİLERİNİ AĞZIYLA YAPAN BİR MÜZİSYENİ İZLERKEN HİSSETTİKLERİYLE, ONLARI SON MODEL BİR TABLET EKRANI ÜZERİNDEN ÇALAN BİR MÜZİSYENİ İZLERKEN HİSSETTİKLERİNİN AYNI OLDUĞUNU SÖYLEYEMEZ.

 

Herhangi bir teknolojiden, buluştan muaf olarak varlığını sürdüren “beatbox”, doğal yapısıyla, “popüler müzikte yenilik sunamama” sendromunu zahmetsizce yerle bir eden bir kavram.

 

Bunun çok mantıklı bir sebebi var. Hep dedikleri gibi; iyi bir beatbox icracısı olmak istiyorsan, diğer beatbox’çulara değil, taklit ettiğin enstrümanlara, davullara, baslara daha çok benzemek için çalışacaksın. Böylece sesini çıkartmaya çalıştığın davul makinesiyle giderek daha çok yakınlaşırken, kendin olmaya da devam edeceksin. “Kendin olmak” buradaki en kilit nokta. Beatbox söz konusuyken daha iyi olmanın tek yolu bu. Çünkü başka bir şeye zaten gerek yok.

 

Beatbox gücünü doğal performatif yapısından alıyor. “Ne kadar azsa, o kadar çoktur” gibi romantik bir bakış açısı değil bu. Beatbox yapan birini izlerken alnından dökülen terleri, yüzünün girdiği şekilleri ve vücut hareketlerini izlemenin insanın içini kıpırdatan bir çekiciliği var. Bu belki biraz da onları izlerken bu yaptıklarının, her gün, saatlerce, bir ömür boyu sürecek bir çalışma, daha doğrusu bir tutku gerektirdiğini görebilmemizle alâkalı… En son izlediğiniz hangi müzik performansında gerçekten birşeyler hissettiğinizi bir düşünün. Büyük olasılıkla benzer bir tutkunun peşine düşmüş olduğunuzu fark edeceksiniz.

 

Bir caz müzisyeninin enstrümanında virtüözleşmesi gibi bir çalışma disiplini ya da tutkuyu izlemek gibi de değil bu. Her şeyden önce bu stil, enstrüman kavramına “karşı” olarak ve ona alternatif bir tavır alarak başlamış bir stil. Yani ortada ilişki kurmakta zorlanabileceğimiz herhangi bir üstün sanat formu falan yok.

 

Vokal perküsyon pratiklerinin detaylı geçmişi, yazılı olmayan tarihin derinliklerinde gömülü kaladursun, müziği ağızla yapmanın bir alt kültür olarak kendini yaratması 80’lere, hip hopun popülerleştiği yıllara tekabül ediyor tabiî. Ama insan vücudu makinesinin etki alanı kesinlikle hip hopla sınırlı değil. Şimdi birkaç video eşliğinde bazı önemli “human beatbox” performanslarına kulak verelim. Ardından Bobby McFerrin ile konu üzerine yaptığımız kısa sohbet ilerleyen sayfalarda sizi bekliyor. Evet, Bobby “Don’t Worry, Be Happy” McFerrin! 

 

 

Marcos Valle – 1973

Modern müzikte ritimlerin ağızla yapıldığı ilk kayıtlardan birinin, hip hop geleneklerinden çok önce, Brezilyalı müzisyen Marcos Valle’ye ait olduğuna inanılıyor. 1973 tarihli, “Mentira” isimli bu kayıt karşınızda.


Doug E Fresh & Slick Rick – 1985

Harlemli Doug E Fresh, hip hop dünyasını beatbox stiliyle tanıştıran, herkesin onun gibi harika işler yapabileceğine inandıran o kişi. Bu da kendisinin “The Show” isimli kaydı.


The Fat Boys – 1985

The Fat Boys kariyeri boyunca ağzıyla harikalar yaratan, “Buffy” olarak tanınan Darren Robinson, beatbox’un yayılmasında çok etkili olmuş öncü figürlerden. Robinson, 1995 yılında geçirdiği âni kalp krizi neticesinde hayatını kaybederek hayranlarını yasa boğmuştu.


Biz Markie – 1986

Biz Markie, küçükken evlerinde radyo olmadığı ve müzik dinlemek istediği için müziği ağzıyla yapmaya başlamış. “Make the Music with Your Mouth Biz” adlı kayıt bununla ilgili.


Rahzel – 2011

1995-1999 yılları arasında Amerikalı hip hop ekibi The Roots ile takılmış olan Rahzel, ağzıyla müziği yaparken aynı zamanda şarkıyı da söyleyerek büyük ün kazanmıştı. “If Your Mother Only Knew”un fazlasıyla güncel bu versiyonu efsane beatbox’çudan Aaliyah’ın anısına…


Dokaka – 2008

Japon beatbox’çu Dokaka’nın Metallica – “Creeping Death” yorumuna kulak verin. Kendisi yayınladığı bir dolu metal, prog ve caz yorumuyla kazandığı ünle Björk’ün Medulla albümüne kadar yol yapmıştı.
 

The House Jacks – 2006

1991 yılında kurulmuş olan vokal grubu The House Jacks, türünün en iyilerinden biri olarak gösteriliyor.
 

Michael Winslow – 1987

Michael Winslow için müzik dünyasından biraz uzaklaşmaya değer. Polis Akademisi’nde Larvelle Jones olarak yardıran komedyen Michael Winslow, sesini kullanmadaki üstün yeteneğiyle sinema ve televizyon dünyasını sarsmış bir isim.