Bantmag

LEVENT KAZAK

 

*“Onun çok acayip bir hayatı var” cümlesini, nasıl da çarçur ettiler gözümüzün önünde. Kimseye yakıştıramıyor insan artık. O kadar sıradan ve sıkıcı hayatlar için kullandılar ki bu cümleyi, insan Levent gibi adamlardan bahsedecekken, şöyle ağzını doldura doldura söyleyemiyor... Halbuki Levent'in cidden çok acayip bir hayatı var. Varmış yani. Hâlâ da garip şeyler oluyor hayatında.

 

*Levent'in iki tane halası var. Bu halalarla ilgili yaşanan her olayı üçer sezonluk dizi gibi düşünün. Bu kadar verimli toprakları kim görse işgal ederdi herhâlde, Levent hâlâ bekliyor. Hiç “Halamlarla ilgili film yazayım” dediğini duymadım. Benim bile o halalarla ilgili anlatacaklarım var, öyle diyeyim.

 

*Levent şunları çok yakından tanımış ama çok yakından dediğim, cidden çok yakından. Akraba gibi. Bilge Karasu, Edip Cansever, Cemal Süreya... Bunlardan biri de kendisinin ikinci dereceden akrabası hattâ. Onu da siz araştırıp bulun.

 

*Levent bir sürü kaza geçirmiş. Ölümcül kazalar. Abartmadan söyleyecek olursam, kendisinin bir kazada tamamen dağılmış olan yüzünün baştan, aslına uygun şekilde yeniden yapıldığını söyleyebilirim...

 

*Kendisinin üniversite serüveni hakkında o kadar dolambaçlı bir hikâyesi var ki gerçekten okuduğu okulları kendi bile sayamıyor. Kaynaklar, yaklaşık 11 üniversite değiştirdiğini söylüyor ama tam rakamı çıkartamadı kendisi de.

 

*Levent büyük Kaş'çı. Oraya taşındı geçen yıl. Kaş'ın tepesinde, sisli günlerde etrafını bulutların kapladığı bir evi var. Etrafı göremiyorsun bildiğin, buluttan. Heidi'yle dedesinin evi gibi... Bütün işleri oradan yürütüyor. Buraya sık sık gelip gidiyor filan.

 

*Ayrıca büyük tekneci. Böyle meraklısını görmedim tekne işine. Şimdilerde Kaş'ta ayaklanma başlattı. “Yunuslara özgürlük!” istiyor... Adam haklı.