Bantmag

BUNDAN İKİ YIL KADAR ÖNCE LEVENT'İN ÖTEDEN BERİ YAPMAK İSTEDİĞİ HEBERLER İŞİ HAYATA GEÇMEYE HAZIRLANIYORDU. LEVENT, BU İŞİN YAZI KISMINDA, ÖZELLİKLE DE DERLEME TOPARLAMA KISMINDA YARDIMCI OLMAMI İSTEDİ. NE BİLEYİM İŞİN BU KADAR YÜRÜYECEĞİNİ...

 

Ben ilk üç ay sonra yayından kaldırılır sanıyordum. Hem yayıncı kanal Turkmax öylesine sahip çıktı hem de ne kadar ruh hastası bir ekip bir araya geldiyse, Heberler yayından kaldırılmadığı gibi bir grup tarafından anlaşılıp keşfedildikten sonra ününe ün katmaya da devam etti. Tabiî işten hâlâ haberi olmayan önemli bir grup insan da var.

 

Bir diğer grupsa ölesiye nefret ediyor. Hiçbir şeye benzetemeyip, nasıl yayınlandığını anlayamayanlar var. Twitter'dan gelen bazı yorumları çerçeveletip duvara asmak istiyorum. “Bu ne yaaa! Bu nasıl bir saçmalık!” diyen var. Hiç anlamamış nasıl yayınlandığını. Hiç beğenmemiş filan. Ben en çok o gruba bayılıyorum. Seven o kadar coşkulu sevmiyor çünkü. En fazla, çok seviyor seven. Ama nefret eden, âdeta ortadan kaldırmak istiyor. Eline bıçak versen, sete gelip adam doğrayacak, öyle bir sevmiyor.

 

Heberler'i yaklaşık iki yıldır yapıyoruz. Ben hem editörlüğünü yapıyorum işin, hem de yazarlarından biriyim. Çok harika yazarlar da var tabi ekipte, hiçbir işe yaramayan tipler de. Bunların bir tanesi iki haftada bir, belki bir tane skeç yolluyor, onu da bazen çekmiyoruz, pis, tembel bir herifin teki. Ama inanır mısınız, onun bile çekmiş olduğu ve gösterime filan da girmiş bir sinema filmi var.

 

Prodüksiyon tarafında da harika insanlar var, işe yaramazlar da var. Ama hemen herkes garip garip tipler. Sete bir gidiyorsun zaten, freak show. Kanalın montajcısı bile aklını oynattı. “Akış nerde akış?” diye üstüme yürüdü geçen. Meğer akış istediğinden aklını oynatmış. Yoksa hepimiz çok zekî adamlarız da öylesi kafayı çizmiş, sıradışı tipler değiliz yani.

 

Ama şöyle söyleyebilirim, asistanlarımızdan birine İngiltere'den güzel bir miras kaldı geçen yaz. Git gelme bir daha, dönüp arkana bakma bile değil mi! Yok, geldi hemen... Bir de kahve filan yapıyor bize. Bizim onun ayaklarına masaj yapmamız filan gerekirken. Bilmiyorum, belki de bizim programı finanse edebilir. Bir Elif'e de sormak lazım tabiî.

 

Elif Dağdeviren işin yapımcısı. O da garip bir tip. Tahta Rus bebekleri vardı ya hani, şimdi adını çıkaramadım. Doğuran Ana diyorlardı bizim burada. İçini açtıkça bir küçüğü çıkıyor. Elif öyle bir tip ama güzellik açısından da öyle. Cidden acayip güzel bir kadın. İnsan işten güçten kesiliyor sette. Sete geldiğinde hiç işe odaklanamıyoruz.

 

Neyse işte burada durup size ekibimizi anlatacak değilim. Esas bu konuyu, hiç işten güçten bahsetmeden nasıl özetleyebilirim onu düşünüyorum yazının başından beri. Tırı vırı bilgiler vermek en iyisi sanırım. Böylece hem Bant Mag.'dan kovulmam, hem de Heberler'den. Akıcı gibi bir yazı olsun ama ne şiş yansın, ne kebap. Aylin'in fotoğraflarına bakın siz de, yazılar sıkıcı gelirse, resimlere bakıp geçin...