Bantmag

EKİN: HAKAN SENENİN BU SONDAN BİR ÖNCEKİ GÜNÜNDE BENLE BİRAZ MÜZİK DİNLEMEK İSTER MİSİN?

HAKAN: NEDEN OLMASIN. NE GÜZEL OLUR. HERKES DE BİZİMLE BİRLİKTE DİNLEYEBİLİR HATTA. BKZ. ONLINE OLMANIN GÜZELLİKLERİ.

EKİN: KOY BAKALIM İLK PARÇAYI…

 

Hollie Cook - It's So Different Here

 

E: Hollie Cook’un vokaline bayılıyorum.

H: Aynen. Hatta sürekli aynı camiadan müziklere maruz kalan biri olduğumdan Hollie Cook çok taze geldi bana.

E: Evet bana da, yani yalnızca ismi güzel (kendisi Paul Cook'un kızı) diye şişirme bir durum yok ortada kesinlikle.

H: Hollie Cook'un son The Slits albümünde vokal yaptığını bilyor muydun?

E: Evet öyleymiş, ne güzel ya! Bu şarkının düzenlemesi çok dokunaklı, synth’ler yüreğimi hoplatıyor. Öyle sadece güzel reggae değil.

H: Evet aslında bayağı da pop. Eee… Sırada sende ne var bakalım? Yılın en güzel şarkılarından neler seçtin?

E: Ben yılın en güzel şarkılarından seçmedim kesinlikle. Rastgele bu seneden bir şeyler fırlatacağım.

H: Pekala, ne dinleteceksin bana?

E: Hakan bak, bilirsin Lenny Kravitz’den falan haz eden biri değilim ama Raphael Saadiq’in bu parçasına bayılıyorum.

 

Raphael Saadiq – Stone Rollin’

 

H: Abi acayip kaygısız bir parça…

E: Hiç sorma gitsin ya!

H: Poz var ama öyle kıl bir poz değil. Babalar şık şık, cool cool takılıyorlar. Ortam da harika... Bana biraz 90'lar gazı da veriyor bu parça. MTV'de saçma sapan şeylere denk gelip severdik.

E: Evet, hani görünce kanalı değiştirmeyip sesini açtığımız parçalar vardı, bu da onun gibi. Ne eksik, ne fazla… Klas olmuş.

H: Aynen öyle, ellerine sağlık diyorum. O zaman ben de Tennis ile devam edeyim.

 

Tennis – Take Me Somewhere

 

H: Yılın en şeker hit'i. Hit!!! Kime göre hit ise tabii... Benim için öyleydi en azından. Ta ocak ayında çıkmıştı bu parça.

E: Şeker gibi parça sahiden. Bu eski kız gruplarına özenme dalgası mevzusunda beni kıl etmeyen birkaç gruptan biri Tennis galiba.

H: Bazı parçalar vardır… Dinlerken aşık olmasan bile o aşk salgılarının salınmasını sağlayan parçalar vardır. Anlamsız bir aşk hissi uyanır bedeninde ama aşık olduğun kimse yoktur. İşte o güce sahip parçalar vardır.

E: Biraz fazla buruk da bir histir o ama ne dediğini çok iyi anlıyorum.

H: Bu da o güçte tatlı bir parça

E: Bu parçanın yarı yolda tempoya girişine bayılıyorum. Kadının sesi Grease’den fırlamış gibi.

H: Aynen, ben albümün kapağına hastayım aslında. Celine Dion kapağı gibi. Ne saçma!

E: Of, inanılmaz bir parça çalacağım sana şimdi!

H: Heyecan içerisindeyim.

 

Japanther – Film Star Husband

 

E: İki kişiler… Yeni grup sandım, değilmiş. Japon grup sandım, o da değilmiş. Ama sağlık olsun. Ben yeni keşfettim bu seneki albümlerinden. Bayağı güzel… Ramones 2011 şubesi.

H: Ha şöyle. Takır takır, lıkır lıkır.

E: Albüm baştan sona çok iyi, çok güzel kopuyorlar. Mates Of States’i andırıyorlar.

H: Gıcır gıcır. Mis gibi. Bebişler gibi. Sert sert. Gümbür gümbür. Sevdim.

Dinlememiştim hiç. Yılsonu değerlendirmelerinin bu olayını çok seviyorum, bir dolu sürpriz çıkıyor. Bak ben sana gerçek bir Japon çalayım o zaman.

E: Haydi gönder.

 

Yamantaka //Sonic Titan - Queens

 

H: Bizim 50'lik listede yoklar ama parça hakikaten çok iyi. Bana Eno'yu hatırlattı. Biraz da Deerhoof… Biraz onlara has birşeyler var.

E: Onların ikisinden de iyi mi, sen bana onu söyle Hakan. Hah başladı.

H: O kadar iddialı olmasam daha iyi. Deerhoof'un üstüne gül koklamak zor geliyor bana.

E: Japon işi endüstriyel noise ağıt…

H: Japon malı, gönlümün malı. Güzel betimledin. 10 puan!

 

Metronomy – The Look

 

E: Haydi gel bir de Metronomy dinleyelim, bu sene ayıldı bayıldı insanlar. Bir de biz bayılmaya çalışalım.

H: Çok zorlanmayabilirim ben aslında. Ne yalan söyleyeyim klavye sound’larını seviyorum bayağı...

E: Ama o çok klas bir klavye Hakan. Kim çalsa güzel yani klavye…

H: Belli orası, doğrudur.

E: Ya bu şarkı tam şey değil mi, Peter, Björn and John’un ıslıklı şarkısının 2011 için olanı?

H: Aynen öyle gringo, üstüne bastın.

E: Yok yani güzel, bir şey demiyorum.

H: Öte yandan o aşırı temiz sound da benim kıl etmiyor değil.

E: Evet işte, hesap kitap işleri. Bir de geri vokaller çok komik. Sahi, niye öyle komik onlar? Ama klayenin tınısı mükemmel gerçekten. Bana yılbaşında alır mısın bir tane? Meşhur olacağım da.

H: Alırım.

E: Sağol ya!

H: Bankadan kredi çekerim.

E: Büyüksün.

H: Çınar ağacının altına koyarım.

E: Çıkmaz ayın son çarşambasında mı?

H: Aynen klaynen.

E: Şarkı bitti Hakan. Tak bir şey.

H: Geliyor. Utanıyorum artık ama ben vazgeçemiyorum. J Mascis'ten çalacağım

 

J. Mascis – Listen To Me

 

E: Of Hakan ya! Yeter ya senelerdir başımda J Mascis aşağı, J Mascis yukarı ya! Sene 2011 oldu abi!

H: Ya biliyorum, ne yapayım, utanıyorum dedim ama seviyorum.

E: Yok yok, şaka yapıyorum.

H: Adam bu yıl harika bir albüm yaptı. Kurt Vile falan da konuk oldu. Çok acıklı parçalar. Ben de kurtulmak istiyorum bu Dinosour JR, J Mascis sevdasından, sıkıldım ama her sene yeni birşeyle geliyor ve güzel oluyorlar. Benim için yılın en temiz kalpli parçasıydı bu.

E: Ama bak şimdi, insanın uzun süre tutunacağı şeyler lazım yoksa batsın bu dünya zaten! Bak J Mascis'in sesi böyle bir abi bir aile gibi insanı sarıyor…

H: Evet ya, sanki baba nasihati dinliyorsun gibi değil mi?

E: Acaba o da öyle mi hissediyor bu şarkıyı yazarken? Nasıl bir kafada? Bence ona ihtiyacımız var ve bu utanılacak bir şey değil. Olamaz.

H: Evet, utanmıyorum. Hatta haykırmak istiyorum.

E: Ha şöyle!

H: Tişörtümü yırtıp haykırıyorum.

E: Bağır, tükür, tükür. Oh!

H: SEVİYORUM ULAAAAAN!

E: Rahatladın mı?

H: Yes. Devam.

E: J Mascis'i bırak da Jens Lekman bu şarkıyı yazarken neler düşünüyordu acaba?

 

Jens Lekman – A Promise

 

E: Bu şarkıyı bile dinlerken Lekman'ın odasında, bir sürü enstrüman sağında solunda, bilgisayar başında kayıt yaparkenki imajını kafamdan atamıyorum.

O ne kadar egzotik şarkılar yazarsa yazsın, kendi evinde tek başına bir adam var aklımda.

H: Jens de o gönül adamlarından. Nadir var bence onlardan. O yüzden nerdeyse her parçası güneş gibi parlıyor insanın içinde. 2011 pek Jens Lekman yılı değildi. Ama 2012 eminim öyle olacak. Benden son parça geliyor Ekin Paşa.

E: Gönder babuş.

 

 

Tuneyards – Bizness

 

H: Sesine kurban olduğumun.

E: Seni uzun zamandır bu kadar heyecanlı görmemiştim yeni bir sesle ilgili Hakan, bu beni çok mutlu ediyor.

H: Ben de mutlu oluyorum. Heyecan güzeldir. Benim heyecanım sanırım 1 numara yaptı onu bu yılki listede zaten. Ama söylediği şeye çok inanıyor gibi söylüyor.

E: Abla deli canım bayağı, çok hoşuma gidiyor benim de.

H: Kopuyor söylerken. Bir enerji ablada güçlü mü güçlü, etkileyici mi etkileyici…

E: Evet, bir de mesela böyle Gang Gang Dance gibi 'cool' bir tavrı da yok yani. O tavırda da bir sorun yok da, bu kız doğal olarak böyle söylüyor gibi.

H: Aynen klaynen.

E: Oh, güzel geldi parça!

H: Gelmez mi yahu! Ne içersin bu arada? Yılbaşına girerken bir kokteyl hazırlayayım sana. White Russian? Mojito? Yeni bir kokteyl öğrendim geçen. Adı “Osmanlı Tokadı”.

E: !!!! Ben kokteylden anlamam Hakan dede. Jameson’un varsa alırım.

H: Ayıpsın. Bir bardak tek buzlu sana doğru geliyor.

E: Vay canına.

H: O zaman muhabbet de bittiğine göre eğlenmek için dışarı çıkabiliriz.

E: Dur, son bir parça daha var!

H: Ha, o da arkada aksın gece boyu.

 

The Stepkids – Shadows on Behalf

 

E: Benim için senenin pek güzel parçalarından biriydi.

H: U yeee, evet sen sevdirdin bana onları!

E: Yılın soul’u.

H: Yılın ruhu… 2011 ruhu…

E: Bu şarkı gibi, acıklı ve gururlu. Yumuşacık…

H: Viski gibi adeta…

E: Aynen ya!

H: O halde iyi seneler Ekincan

E: Sana da Hakan Bro. Seneye görüşürüz!