Bantmag

“DAHA ÖNCE HİÇBİRİMİZ BİR ALBÜM KAYDETMEMİŞTİK VE KARANLIK BİR BODRUMDA İŞE KOYULMAK, DİĞER YÖNTEMLER KADAR İYİ GÖZÜKÜYORDU.”

 

Sıradan bir müzisyenin raf ömrü oldukça kısıtlıdır. Çok azı son kullanma tarihleri geçmeden birkaç albümle birden raflarda yer almayı başarabilir. Bazısı da ceplerindeki paraları tükenene, yetişkin hayatı kendilerini asla hazır hissedemeyecekleri sabah dokuz akşam beş mesaisi olan bir işe mahkûm edene kadar devam eder. Bunların sadece küçük bir kısmı –yetenekli ve yeteri kadar beceri sahibi olanları– müzikal deneyimlerini sürekli bir kariyer hâline getirebilir. Sözünü ettiğimiz bu son grup içerisinden Chris Brokaw’ınki kadar geniş ve etkileyici bir CV bulabilmeniz ise oldukça güç.

 

Brokaw müzik hayatına slowcore türünün öncülerinden Codeine’de davul ve gitar çalarak başladı. Slint’e göre daha ahenkli, Galaxie 500 söz konusu olduğunda ise daha az hassas olan Codeine’in zorlayıcı ve bir o kadar da güzel müziğinin etkileri Low gibi gruplarda duyulmaya devam ediyor. Hüzünlü vokalleri, kasvetli temposu ve karanlık, dinleyeni buz kestiren gitar tonlamalarıyla özgünleşen Codeine, 1994 yılında dağılmadan evvel toplamda üç albüm yayınlamıştı. (Brokaw, Thalia Zedek’le birlikte kurduğu grubu Come için daha fazla vakit ayırabilmek amacıyla Codeine’den 1992’de ayrılmıştı).

 

Brokaw geçtiğimiz yirmi yıl içerisinde pek çok projeye el attığı gibi, 100’e yakın kaydı da diskografisine sığdırmayı başardı. Şarkı sözü yazarı ve besteci olarak solo çalışmalarına öncelik verse de pek çok film müziğine imza atmış, farklı farklı gruplarda çalmış ya da konuk müzisyen olarak yer almıştı. The New Year (Bedhead grubundan Matt ve Bubba Kadane kardeşlerle birlikte), Consonant (Mission to Burma’dan Clint Conley ile birlikte) gibi projeleri ve GG Allin, Karate, Thurston Moore, avangart müzisyen Rhys Chatham, Evan Dando ve Liz Phair ile ortak gerçekleştirdiği kayıtlar Brokaw’ın çalışmaları arasında öne çıkanlardan bazıları… 

 

All Tomorrow’s Parties Festivali’nde çalmak için Codeine’in yeniden bir araya gelmesine bel bağlayan Sub Pop, Codeine’in üç albümünü de zenginleştirilmiş formatlarıyla tekrar piyasaya sürmeye hazırlanıyor. ATP konserlerinin dışında Codeine, Avrupa ve Amerika’yı kapsayan bir turneye çıkacağı gibi, Brokaw da solo projesi için İsviçre ile İtalya’yı ve Sunn O)))’dan tanıdığımız Stephen O’Malley ile Belçika’yı turlayacak. Boston’da caz müzisyenleriyle, Chicago’da The New Year ile, Mali’de de Dirtmusic ile stüdyoya girecek. Holly Anderson ile ortak gerçekleştirdikleri şiir ve müzik projesini yayınlayacak, fotoğraf sergisini açacak ve araya bir solo kayıt daha sıkıştırmaya çalışacak. Tüm bunları düşünmesi bile insanı yoruyor!

Şu aralar bir filmin müziklerini tamamlamakla uğraşan Brokaw, Codeine’in efsanevî albümü Frigid Stars hakkındaki düşüncelerini ve kariyerinde öne çıkan bazı anları bize anlatmak için çalışmasına kısa bir mola verdi:

 

Frigid Stars albümünü 1990 yılının ocak ve haziran aylarında, iki ayrı seferde kaydettik. Kayıtları yapan arkadaşımız Mike McMackin’in Brooklyn Prospect Park’taki evinin bodrumunda, 8 kanallı cihaz kullanarak tamamladık tüm albümü.

 

Mike ve Steve Immerwahr (Codeine vokalisti ve basçısı) daha önce birlikte bir stüdyoda ses teknisyeni olarak çalışmışlardı. Bu sebeple kayıt ve yapım süreçleriyle yakından alâkalıydılar. Kayıtları Mike’ın bodrumunda yapmaksa çok iyi sonuç veren bir deneyim oldu bizler için.

Almanya’daki Glitterhouse Records “Pea” adlı şarkımızı duymuş (Bitch Magnet’in de Valmead albümünde çaldığı bu parçanın orijinalinde vokaller Steve’e, gitarlar da Codeine gitaristi John Eagle’a ait) ve diğer parçalarımızı da dinlemek istediklerini söylemişlerdi. Ocak 1990’da gerçekleştirdiğimiz ilk kayıtlarda Glitterhouse için dört parçalık bir demo hazırladık. Kaydı çok beğendiklerini ve birkaç parça daha kaydedersek albüm olarak yayınlayabileceklerini söylediler. Bunun üzerine, bu kaydettiğimiz parçalar albümün A yüzü oldu ve diğer yüzdeki parçaları da beş ay sonra kaydettik. Bir grup olarak çalmaya henüz yeni başlamıştık. O yüzden albümün iki yüzündeki parçalar arasındaki bariz farkı duyabilirsiniz. B yüzündeki parçalar çok daha ağır. Parçalar arasındaki bu fark, henüz oluşmakta olan müziğimizle birlikte ortaya çıkmıştı.

 

Albümde gitarları John ve ben birlikte çaldık. (John’un gitar çalma tekniği benim distorsiyon ve feedback’ler üzerine kurulu tekniğime göre çok daha temizdir.) Kayıtlar sırasında ne yapmak istediğimizi çok iyi biliyor olsak da – “Cave-In” adlı parçayı kaydederken, ikinci nakarat başlamadan hemen evvel duyduğunuz o tiz sesi gitardan doğru çıkarabilmek için defalarca uğraştım– “Second Chance” bodrumdaki kayıtlarda deneye deneye yarattığımız bir parça oldu.

 

Yapımı oldukça kolay ve eğlenceli bir albümdü Frigid Stars. Daha önce hiçbirimiz bir albüm kaydetmemiştik ve karanlık bir bodrumda işe koyulmak, diğer yöntemler kadar iyi gözüküyordu. Daha sonraki albümlerin kayıt süreçleri epey daha zor oldu fakat bu da başka bir hikâyedir.

 

Kariyerinden önemli anları anlatıyor:

 

-Thalia Zedek’le birlikte 1988 yılında ilk kez elektronik gitar çaldığım an… Gitarla aramda daha o ilk anda, telepatik ve oldukça yakıcı bir ilişki kuruldu. O kadar ki, heyecanımdan uyuyamadım o gece. İki sene sonra Thalia ve ben Come adlı grubumuzu kurduk. Gitarımla yer aldığım müzikal işbirliklerinin içerisinde Thalia ile kurduğum bağ, diğerlerinden apayrı bir yerde durur hep.

 

-İlk Codeine albümü Frigid Stars’ın birinci kopyaları elimizde geçtiğinde grupça oturup puro içişimiz… Sene 1990. İlk albümümüz! Ta Almanya’dan gelmiş!

 

-2001’de Boston’da, Alisa Cardone ile birlikte bir konserde, bir dans parçası olan “Transfomations” çalmamız… İkimiz de salonun iki karşı ucundan birbirimize doğru gelmeye başladık. O dans ediyordu, ben gitar çalıyordum ve yavaş yavaş hareket ederek yan yana gelip yürümeye devam ettik ve sonra birbirimizin köşelerine geçtik. Ondan sonra rolleri değişerek aynı şeyi 15 dakika boyunca defalarca kez tekrarladık.

 

-Incredible Love albümümden “X’s for Eyes” adlı parçadaki yaylıların kayıtlarını dinlediğim an… Stüdyoda kayıt masasının başında oturuyordum. Sadece yaylıların olduğu kaydın sesini açtık ve bir anda gözlerimden yaşlar inmeye başladı. Sanıyorum ki şimdiye dek müziğe verdiğim en ani fiziksel tepki budur.  

 

-Rhys Chatham’ın yedi kişilik orkestrasıyla birlikte 2007 yılında, bir hafta boyunca her gece, 23 dakikalık bir eser olan “Die Donnergotter” çalmamız ve her seferinde Tony Conrad’in parçanın aynı yerinde aynı hatayı yapışını izlememiz… 1985’teki kaydı, parçanın hakkını veremiyor bence. Rhys kendinden geçmiş bir şekilde parçayı yönlendirirken soprano gitar çalmak hayatımın en heyecan verici deneyimlerinden biriydi.

 

-Robert Woodward, Rinde Eckert ve American Repertory Theater topluluğuyla birlikte, o sıralarda ilk defa sahnelenen Highway Ulysess operası için bir araya gelmemiz… Çok güzel ve bir o kadar da zorlayıcı bir çalışmaydı. Böylesi yetenekli bir ekiple, son derece rahat ve kendinden emin bir ortamda çalışmış olmak benim için büyük bir onur sayılır.

 

-Thurston Moore ile birlikte Radio City Hall’da 2007’de gerçekleştirdiğimiz canlı performans… Bir New Yorklu için tam bir rüya konserdi… Kuliste kaybolarak tam bir Spinal Tap anı yaşadım ve sonunda kendimi bir asansörde ayakkabılarıma bakarken buldum.

 

-Essakane Mali’deki Festival Au Desert sırasında bir çadırda, Tinariwen gitaristiyle birlikte karşılıklı gitar çalarak kendimizden geçtiğimiz an… Çadır muhtemelen 20 kişi falan alıyordu. Kafamı kaldırıp baktığımda ise çadıra doluşmuş 60 ya da 70 tane Tuaregli çocuğun, gözlerini kocaman açmış bir şekilde bizi izliyor olduğunu gördüm. Black Metal’in yeni ve her zamankinden çok daha gerçek bir boyutuna ulaşmışız gibi hissettim kendimi bir an…

 

-Şair Holly Anderson ve sanatçı Dean Styers ile birlikte 2011’de gerçekleştirdiğimiz ortak proje… Kapsamlı, zorlayıcı ve müzik, sözler ile görüntüleri bir araya getiren çok katmanlı bir çalışmaydı…

 

-2001’de üvey babam Bailey için yazdığım “Tournament” ve sevgilim Kathy için bu sene yazdığım “Hills” adlı parçalar…

 

www.chrisbrokaw.com