Bantmag

SONIC YOUTH'A DAİR ANILARIMIZI VE İNANÇLARIMIZI BU AY İÇİNDE ALDIĞIMIZ BİR, PARDON İKİ HABERLE GÖZDEN GEÇİRİYORUZ. BİZE BİR SÖZ VERMENİZ GEREKİYOR...


Ekin: Hakan böyle alelacele çağırdım kusura bakma, ama çok önemli bir şey oldu. 
Hakan: Noldu ya?
E: 31 Ekim'de çıkacak olan yeni bir Sonic Youth toplamasına denk geldim. İsmi: Hits Are For Squares. Sonic Youth'un aklına ilk gelecek bilmem kaç hitinden oluşuyor.
H: Güzel...
E: Evet, buraya kadar güzel...
H: Bir dakika, Sonic Youth’un seçtiği ve başkalarına ait olan hitler mi bunlar?
E: Hayır hayır, tam tersi.
H: Hım...
E: Ünlüler en sevdikleri Sonic Youth parçalarını seçmişler. Beck, Flea, Gus Van Sant, Eddie Vedder, Chloe Sevigny... Var oğlu var, bayağı ünlüler geçidi...
H: Güzel konsept. Böylesi bir şeyi hak edecek kadar büyükler nihayetinde.
E: Ama ortaya çıkan tablo tipik bir Sonic Youth Single koleksiyonundan öteye gidemiyor. Her neyse...
H: Hımmmm... Gizem devam ediyor.
E: Hakan sonra bir baktım bu albüm meğer dört sene önce yayınlanmış.
H: Eeee...
E: Hem de Starbucks tarafından! Starbucks'ın projesiymiş.
H: Nasıl yani ?!?
E: Starbucks’larda satılmak üzere hazırlanmış.
H: Bir dakika benim gidip kendime bir espresso hazırlamam lâzım bunu sindirmek için.
E: Kapağında aşırı kurumsal bir tip var. Böyle takım elbisesi, kulağında kulaklıkları, New York'un belli ki en gösterişli Starbucks'ında kahvesini yudumluyor anlamlı anlamlı uzaklara bakarak. Ya gerçekten çok çirkin. Çirkinlik abidesi.  
H: Vay be!
E: Ya...
H: Indie müzik sahnesinin ikiz kuleleri yıkılmış gibi âdeta. Ama bunlar garip zamanlar Ekin. Dünya mı Sonic Youth'a uyum sağladı, yoksa Sonic Youth mu dünyaya bunu hesaplamamız gerek.
E: Bir de albümün ismindeki kelime oyununa gel: Hitler Mallar İçindir. Yani neyle dalga geçiyorsun? Neyi protesto ediyorsun bre Sonic Youth? Bir anlasam... Bu albüm Gossip Girl’de çalmalarından bile kötü galiba.
H: Bence Gossip Girl'de çalmaları harikaydı. O konuda arkalarındayım. Sonuçta Sonic Youth pop kültürüne takmış olan bir grup. Aşırı ünlü tiplere bayılırlar. Mariah Carey için şarkı yazmışlıkları var. Pop kültürü ikonları üzerine kafa yoran bir ekip onlar. Ayrıca ne yalan söyleyeyim severek izliyorum Gossip Girl’ü, yeni sezon da fena gitmiyor vallahi...
E: Evet ama sadece bu değil ki, Sonic Youth'un gençleri zamanında peşlerinden sürüklediği duruş ve tüm var oluşuyla belirli sorumlulukları var, en azından vardı... Ve bu Starbucks albümü bunun hiçbir yerine oturmuyor kanımca.
H: Olayla empati kurmaya çalışıyorum, acaba nasıl bir muhabbet dönmüş olabilir?
E: Ben de Gossip Girl olayıyla empati kurmaya çalışıyorum şimdi. Dur bakiyim, deniyorum... Evet, deniyorum... Yok. I-ıh, kuramadım!
H: Thurston Moore ile telepatik ilişki kurmaya çalışıyorum... Aklını okumak için...
E: Bak telepatine yardımcı olacaksa Thurston Moore’un Spin’e verdiği röportajda olayı nasıl açıkladığını kısaca yazayım: “Ben senelerdir Sonic Youth'un müziğini olduğundan daha ötelere yaymak istiyorum ama plak şirketleri buna izin vermiyor. O yüzden de Starbucks'la bu projeye oturduk. Sonuçta Universal da Starbucks’dan daha masum bir şey değil ve biz zaten senelerdir Universal'la takılıyoruz.” Nasıl? Kurabildin mi telepati?
H: Ekin ben sanırım olayı çözdüm...
E: Tüm kulağımla dinliyorum.
H: Cevap çok basit ve yalın... Tek bir kelime...
E: Nedir?
H: ANDROPOZ!
E: Ahahahahahhahhahaha!
H: Yoksa aklıselim hiç bir insan evladı böylesi bir şey demez, yapmaz.
E: Ama ne andropozmuş bu Hakan! Bir ömür boyu sürecek âdeta... Yani anlayamıyorum, bu Sonic Youth'un iyice büyük bir grup olduktan sonra yaptığı şeyleri kaldıramıyorum resmen. Kim Gordon'un İstanbul'a kaç çift ayakkabıyla geldiğini hatırlıyor musun?
H: Yok ben sadece gitarları sayabilmiştim.
E: Kadın 20’nin üzerinde ayakkabıyla gelmiş. Yahu ne gerek var? Kim Gordon bu mudur yani?
H: Sanırım birçok kişi gibi onlar da "imaj hiçbir şey para her şey" demişler artık bir yaştan sonra.
E: Yani galiba Sonic Youth'u olduğundan çok daha büyük bir şeye çevirmek istiyorlar. Yani 10 yılda bir başka şeylerin savunuculuğunu yapmaya soyunursan ne kazanırsın bilmiyorum, ama çok şey kaybedeceğin kesin.
H: Peki hiç baktın mı hayran yorumlarına? Belki de Starbucks Amerika'da çok farklı karşılanıyordur. Hani bu hareketleri tam tersi takdir bile toplamıştır. O dünyanın algısı bizimkinden çok farklı nihayetinde. Belki de belki de....
E: Karışık yorumlar var ama Starbucks ne kadar acayip karşılanabilir ki Amerika'da? Bence olsa olsa Sonic Youth Amerika'da farklı karşılanıyordur ancak...
H: Güzel bakış. Ama Ekin albümün kapağını şimdi gördüm. Şaka gibi. Acaba şaka mı bunların hepsi?
E: Belki de öyledir. Ben şahsen görmedim Starbucks’ta sonuçta...
H: Gerçi Sonic Youth'a diyoruz, ama albüme dâhil olan herkes de bunun bir parçası. Eddie Vedder'ından Beck'ine. Yok yok kesin Starbucks'larda yayınlanmış, Wiki'de yazıyor.
E: Evet, "seçkin" Starbucks'larda.
H: Hattâ albümün plak versiyonu Record Store Day için 2010 yılında limitli sayıda Avrupa'da da yayınlanmış.
E: Yani adam diyor ki, uyanın, biz zaten satılmışız, böyle Starbucks’ı duyunca “corporate” ayağı yapmayın.
H: Tabiî canım. Lydia Lunch şöyle demişti; “Büyük markalarla çalışmakta hiçbir sorun yok. Mümkün olduğunca kurumsal firmalarla çalışın, sonuçta onların parasını biz sömürmeyeceğiz de kim sömürecek?”
E: Ben anladım. Bu kafaya gelmek için henüz çok gencim herhalde. Büyüklerimin bu sözlerini ancak ben de büyüyünce anlayacağım. Ama büyüyene kadar, The Year Punk Broke dâhil Sonic Youth ile ilgili her şeyin tadı kaçtı bende.
H: Bunu örnek vermiş olmam ona tamamen katıldığım anlamına ya da Sonic Youth meselesine bire bir uyduğunu düşündüğüm anlamına gelmiyor. Bence de birçok şeyin büyüsünü bozmuşlar bu işle. Üzücü. Moral bozucu...
E: Hey gidi gençlik/asilik ateşi. Bu arada muhabbetin başında diyordun ya. Indie’nin ikiz kuleleri yıkılmış gibi diye. Asıl bir de birkaç gün önce Thurston ve Kim boşanıyor olduklarını duyurdular.
H: Aaaaa! E bu daha büyük habermiş!
E: Muhabbet için bu konuyu seçtiğimizde böyle bir şey yoktu, bu çok yeni haber.
H: Hadi baştan alıp bundan bahsedelim. Vay be yüzükler atılmış demek.
E: Ya özel hayata bulaşmayalım dedik işte, ama belirtmekte fayda var.
H: E adam yoldan çıkınca kadın da bakmış olacak gibi değil, gemiyi ne kadar erken terk edersek o kadar iyi vınnn... Doğru karar kutluyorum kendisini. Bu arada şunu fark ettim, sayfa derdimiz yok Ekin!
E: Yoldan çıkabiliriz yani!
H: Şu an bir ekrandayız !
E: Sonuna kadar sömürmeliyiz bu fırsatı!
H: Evet sayfaya sığmak için muhabbeti kısa kesmemize gerek yok, ya da tam tersi dört sayfaya oturmak için uzatmaya...
E: Bardağa dolu tarafından bakmalıyız evet!
H: Acaba şu an okuyanlar yeni formatı seviyor mu? Hey sen, bizi okuyan! Nasıl buldun acaba yeni formatı? Bizi okurken Sonic Youth dinliyor musun? İçin cız etti mi?
E: Ya da eskimiş Sonic Youth tişörtünü annen temizlik bezi yaptığında onunla ettiğin büyük kavga film şeridi gibi gözlerinin önünden geçti mi?
H: Hey bir dakika! Yeni formatta hiperlinkler vererek okuyucularımızı sağa sola gönderebiliyoruz.
E: Evet, dünya için küçük, bizim için çok büyük bir adım bu! Kusura bakma okuyucu, biraz yavaş işliyor bizim sistem. Ama öğreneceğiz! Öğreneceğiz! 
H: Mesela hadi muhabbetin hatırına eskilerden birer Sonic Youth parçası seçelim. Bassınlar üstüne gidip parçayı dinlesinler.
E: Vay be Hakan, iyi düşündün! Bu arada çok önemli bir şey daha. Albümle ilgili hayran yorumlarını okurken bir şey daha dikkatimi çekti.
H: Roketle!
E: Bir hayran toplamada Lee Ranaldo'nun söylediği tek bir şarkının bile olmadığının altını çizmiş!
H: Ahahahah! Tamam anlaşıldı olaya kimin onay verip kimin vermediği.
E: Lee harbi klas adam tabiî. Ama ben Thurston Moore'un Lee’ye sorduğunu bile sanmıyorum. O kendi parçalarını Starbucks’lar aracılığıyla nesiller ötesine aktarmanın derdinde belli ki. Of Hakan gaza geldim durdurun beni... Ayıp oluyor.
H: Hadi dur o zaman. Al bakalım. Hadi ben seçtim parçamı tıklayın üstüne arkadaşlar: "(I Got A) Catholic Block"
E: Sonra da buna tıklayın: “Green Light”. Ve içinizde yanan o asilik ateşini hiç söndürmeyeceğinize söz verin!